Boyaları dökülmüş duvarın üzerinde yan yana yapıştırılmış iki ayrı afiş duruyordu. Biri kadın, diğeri erkekti. Kadın olan, kendisine çok benziyordu. Tıpkı onun gibi saman sarısı saçları, boya küpünü andıran bir yüzü ve kısacık elbisesi vardı. Susuyordu kadın. Yorgun olmalıydı. Adam ise tam tersine tüm canlılığı ve sevecenliğiyle konuşmaya devam ediyordu. Bu durum karşısında donup kalmıştı adeta. Ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını bir türlü kestiremiyordu. Artık ne yağmurun sesini işitiyor ne de içini titreten rüzgârın soğuğunu. Böyle bir şey olabilir miydi gerçekten? Ama olmuştu işte, konuşuyordu afişteki adam.
Boyaları dökülmüş duvarın üzerinde yan yana yapıştırılmış iki ayrı afiş duruyordu. Biri kadın, diğeri erkekti. Kadın olan, kendisine çok benziyordu. Tıpkı onun gibi saman sarısı saçları, boya küpünü andıran bir yüzü ve kısacık elbisesi vardı. Susuyordu kadın. Yorgun olmalıydı. Adam ise tam tersine tüm canlılığı ve sevecenliğiyle konuşmaya devam ediyordu. Bu durum karşısında donup kalmıştı adeta. Ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını bir türlü kestiremiyordu. Artık ne yağmurun sesini işitiyor ne de içini titreten rüzgârın soğuğunu. Böyle bir şey olabilir miydi gerçekten? Ama olmuştu işte, konuşuyordu afişteki adam.