“Tarîkat yolu, nefse muhalefet etme yoludur”
Bu kadar çok malûmatın fütursuzca yayıldığı bir zamanda, bunca haberleşme imkânlarına rağmen birbirini anlamak problemini yaşayan ve yalnızlaşan insanın çıkış yoludur tasavvuf ve mektepleri olan tarîkatlar. Medeniyetimizin en önemli yapı taşı olan bu müesseseyi kültürel bir etkinlik diye yaftalamak, insafsızca tenkid etmek, sahtesi var diye kesip atmak, kendi medeniyetinden bîhaber olmaktır ve bir nev'î intihardır.
Tarîkat yolu, nefse muhalefet etme yoludur. Ecdâdımız, bu toprakları ehl-i tarîk zâtlarla mayalamıştır ki insaf ile bakanlar, aslında onlarca medeniyetin boy gösterdiği bu coğrafya sanki hep Müslüman yurduymuş hissine kapılırlar. Ehl-i tarîk zâtlar, İslâm'ı anlatıp öğretmemiştir sadece, insanları kendilerine benzetmişlerdir ki, bu da muhabbetsiz olacak bir iş değildir.
Keşkül dergisi 48. sayısında müstakil tarîkat sayılarından ve muhtelif sayılardaki tarîkatlarla ilgili muhtevadan yeni bir müntehabat hazırladı.
Prof. Dr. Süleyman Uludağ'ın “Tarihî Süreçte Tasavvufun Dili ve Gösterdiği Çeşitlilik”, Emin Işık'ın “Tekkeler ve Tarîkatlar”, Mehmed Fatih Çıtlak'ın “Pîrlerin Virdi: Vird-i Settâr ve Bereketi”, Prof. Dr. Mustafa Kara'nın “Tasavvuf Mektebinde Mürîd Mürşid”, Muhyiddîn Şekûr'un “Rifâiyye Üzerine Düşünceler: İdrâk ve Aşk”, Yüce Gümüş'ün “Tulûb-i Nevbe'ye dâir”, Belkıs Kılıçkaya'nın “Dün ve Bugün Hak Kılığında Bâtıl Hareketlerin İktidar Arayışı” adlı yazıları Keşkül'ün 48. sayısındaki yazılardan sadece bazıları.
Ayrıca derginin yayın yönetmeni Mehmed Fatih Çıtlak'la yapılmış bir de röportaj bulunuyor: “Tasavvuf Müslümanların Ortak Aklı, Şuuru, Ruh ve İdealidir”
Keşkül, daha çok, medeniyetimizi medeniyet yapan tarîkatlar ve ehl-i tarîkin ele alındığı yazılara yer verilen yeni sayısıyla huzurlarınızda…
“Tarîkat yolu, nefse muhalefet etme yoludur”
Bu kadar çok malûmatın fütursuzca yayıldığı bir zamanda, bunca haberleşme imkânlarına rağmen birbirini anlamak problemini yaşayan ve yalnızlaşan insanın çıkış yoludur tasavvuf ve mektepleri olan tarîkatlar. Medeniyetimizin en önemli yapı taşı olan bu müesseseyi kültürel bir etkinlik diye yaftalamak, insafsızca tenkid etmek, sahtesi var diye kesip atmak, kendi medeniyetinden bîhaber olmaktır ve bir nev'î intihardır.
Tarîkat yolu, nefse muhalefet etme yoludur. Ecdâdımız, bu toprakları ehl-i tarîk zâtlarla mayalamıştır ki insaf ile bakanlar, aslında onlarca medeniyetin boy gösterdiği bu coğrafya sanki hep Müslüman yurduymuş hissine kapılırlar. Ehl-i tarîk zâtlar, İslâm'ı anlatıp öğretmemiştir sadece, insanları kendilerine benzetmişlerdir ki, bu da muhabbetsiz olacak bir iş değildir.
Keşkül dergisi 48. sayısında müstakil tarîkat sayılarından ve muhtelif sayılardaki tarîkatlarla ilgili muhtevadan yeni bir müntehabat hazırladı.
Prof. Dr. Süleyman Uludağ'ın “Tarihî Süreçte Tasavvufun Dili ve Gösterdiği Çeşitlilik”, Emin Işık'ın “Tekkeler ve Tarîkatlar”, Mehmed Fatih Çıtlak'ın “Pîrlerin Virdi: Vird-i Settâr ve Bereketi”, Prof. Dr. Mustafa Kara'nın “Tasavvuf Mektebinde Mürîd Mürşid”, Muhyiddîn Şekûr'un “Rifâiyye Üzerine Düşünceler: İdrâk ve Aşk”, Yüce Gümüş'ün “Tulûb-i Nevbe'ye dâir”, Belkıs Kılıçkaya'nın “Dün ve Bugün Hak Kılığında Bâtıl Hareketlerin İktidar Arayışı” adlı yazıları Keşkül'ün 48. sayısındaki yazılardan sadece bazıları.
Ayrıca derginin yayın yönetmeni Mehmed Fatih Çıtlak'la yapılmış bir de röportaj bulunuyor: “Tasavvuf Müslümanların Ortak Aklı, Şuuru, Ruh ve İdealidir”
Keşkül, daha çok, medeniyetimizi medeniyet yapan tarîkatlar ve ehl-i tarîkin ele alındığı yazılara yer verilen yeni sayısıyla huzurlarınızda…