Keto Diyet 70 + Tarif

Stok Kodu:
9786257707008
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-12
Çeviren:
Alican Demiroğlu
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
75,00
9786257707008
720141
Keto Diyet
Keto Diyet 70 + Tarif
75.00

Önsöz

Yeni mezun bir beslenme uzmanı iken bir danışanım bana, eşinin ketojenikbeslendiğini, günde 20 saat oruç tuttuğunu söylediğinde çok şaşırmıştımve sanki karşımdaki kişi bu dünyadan değilmişçesine yadırgamıştım. Budurum aldığım eğitime, öğrendiklerime daha da doğrusu öğretilenlereöyle zıttı ki bunun da “moda bir diyet” olduğunu, kendilerine bile bile zararverdiklerini düşünmüştüm.

Tam da öğretilen gibi günlük enerji ihtiyacının büyük çoğunluğuk arbonhidratlardansağlanmadığında vücuda zarar verileceğini, kalkarkalkmaz beslenmeye başlayıp sık aralıklarla beslenmezsek metabolizmahızının düşeceğini biliyordum.

Yağlar mı? En çok uzak durmamız gerekensorunlu ve kalorili besinlerdi; sorgulamalarım başlamadan önce.Her geçen gün kafamda oluşan tutarsızlıklar ve soru işaretleri beni araştırmaya,yabancı kaynakları okumaya, güncel araştırmaları takip etmeyeve yeni eğitimler almaya yöneltti. Araştırdıkça, okudukça ve tabii ki öğrendikçefarkına vardım ki “ezber” bilgilerden uzaklaşmalı, sürekli araştırmalı,öğrenmeli fakat geçmişten günümüze gelen beslenme alışkanlıklarınıda göz ardı etmemeli.

Son 3-4 yıldır ise aralıklı oruç ve ketojenik beslenme sistemlerini araştırıyorhem kendimde hem de danışanlarımda uyguluyor ve bu konulara aralıksızçalışıyor; öğreniyorum.

Ketojenik beslenme binlerce yıldır tedavi amaçlı kullanılan, açlık oruçlarınımetabolik olarak taklit eden ve birçok hastalığa karşı oldukça etkili birbeslenme stratejisi. Son yıllarda da obezite, kilo kontrolü gibi konulardainsanların ilgisini fazlaca çekmekte. Vücudu, kullanacağı enerjiyi yağlardanelde etmesini sağlayan “ketozis” durumuna sokmayı hedefliyor. Bu
sayede de obezite, tip2 diyabet, insülin direnci, bazı kanser türleri ve nörolojikhastalıklar gibi birçok sağlık sorununa karşı olumlu, iyileştirici etkilerigözlemleniyor.

Ülkemizde gün geçtikçe ketojenik beslenmeyi daha sık konuşuyoruzve konuşacağız da. Bu konudaki Türkçe kaynakların kısıtlı olması benifazlasıyla üzen bir durumdu. Dolayısıyla editörlük teklifini aldığımda hemçok sevindim hem de fazlasıyla heyecanlandım.

Yazar Dr. Josh Axe bu kitabında; kendisini ketojenik beslemeyi araştırmayaiten sebepleri ve hastalara bakış açısındaki değişimi “Daha iyi bir yololmalı.” cümlesinden aldığı ilhamla anlatıyor. Bu beslenme sisteminin,hastalıklara karşı sağladığı olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla destekliyorve örnek beslenme planlarıyla nasıl uygulanacağını gösteriyor.

Kitapta bahsi geçen besin takviyelerinin bazıları henüz ülkemizde bulunmuyorve yine aynı şekilde bazı besinler de alışık olduğumuz ve coğrafyamızdabulunan besinlerden farklı. Kitabın orjinalliğini bozmamak adınabu bölümleri ve tarifleri oldukları gibi bıraktık fakat endişelenmeyi gerektirecekbir durum yok. Bu takviyeler ve besinler olmadan da ketojenik beslenmesağlıklı bir şekilde uygulanabilir.

Bu kitabın ketojenik beslenmeyi öğrenmek isteyen bireylere ve bu alandagelişmek isteyen meslektaşlarıma faydalı olmasını yürekten dilerim.

Dyt. Alican Demiroğlu

Önsöz

Yeni mezun bir beslenme uzmanı iken bir danışanım bana, eşinin ketojenikbeslendiğini, günde 20 saat oruç tuttuğunu söylediğinde çok şaşırmıştımve sanki karşımdaki kişi bu dünyadan değilmişçesine yadırgamıştım. Budurum aldığım eğitime, öğrendiklerime daha da doğrusu öğretilenlereöyle zıttı ki bunun da “moda bir diyet” olduğunu, kendilerine bile bile zararverdiklerini düşünmüştüm.

Tam da öğretilen gibi günlük enerji ihtiyacının büyük çoğunluğuk arbonhidratlardansağlanmadığında vücuda zarar verileceğini, kalkarkalkmaz beslenmeye başlayıp sık aralıklarla beslenmezsek metabolizmahızının düşeceğini biliyordum.

Yağlar mı? En çok uzak durmamız gerekensorunlu ve kalorili besinlerdi; sorgulamalarım başlamadan önce.Her geçen gün kafamda oluşan tutarsızlıklar ve soru işaretleri beni araştırmaya,yabancı kaynakları okumaya, güncel araştırmaları takip etmeyeve yeni eğitimler almaya yöneltti. Araştırdıkça, okudukça ve tabii ki öğrendikçefarkına vardım ki “ezber” bilgilerden uzaklaşmalı, sürekli araştırmalı,öğrenmeli fakat geçmişten günümüze gelen beslenme alışkanlıklarınıda göz ardı etmemeli.

Son 3-4 yıldır ise aralıklı oruç ve ketojenik beslenme sistemlerini araştırıyorhem kendimde hem de danışanlarımda uyguluyor ve bu konulara aralıksızçalışıyor; öğreniyorum.

Ketojenik beslenme binlerce yıldır tedavi amaçlı kullanılan, açlık oruçlarınımetabolik olarak taklit eden ve birçok hastalığa karşı oldukça etkili birbeslenme stratejisi. Son yıllarda da obezite, kilo kontrolü gibi konulardainsanların ilgisini fazlaca çekmekte. Vücudu, kullanacağı enerjiyi yağlardanelde etmesini sağlayan “ketozis” durumuna sokmayı hedefliyor. Bu
sayede de obezite, tip2 diyabet, insülin direnci, bazı kanser türleri ve nörolojikhastalıklar gibi birçok sağlık sorununa karşı olumlu, iyileştirici etkilerigözlemleniyor.

Ülkemizde gün geçtikçe ketojenik beslenmeyi daha sık konuşuyoruzve konuşacağız da. Bu konudaki Türkçe kaynakların kısıtlı olması benifazlasıyla üzen bir durumdu. Dolayısıyla editörlük teklifini aldığımda hemçok sevindim hem de fazlasıyla heyecanlandım.

Yazar Dr. Josh Axe bu kitabında; kendisini ketojenik beslemeyi araştırmayaiten sebepleri ve hastalara bakış açısındaki değişimi “Daha iyi bir yololmalı.” cümlesinden aldığı ilhamla anlatıyor. Bu beslenme sisteminin,hastalıklara karşı sağladığı olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla destekliyorve örnek beslenme planlarıyla nasıl uygulanacağını gösteriyor.

Kitapta bahsi geçen besin takviyelerinin bazıları henüz ülkemizde bulunmuyorve yine aynı şekilde bazı besinler de alışık olduğumuz ve coğrafyamızdabulunan besinlerden farklı. Kitabın orjinalliğini bozmamak adınabu bölümleri ve tarifleri oldukları gibi bıraktık fakat endişelenmeyi gerektirecekbir durum yok. Bu takviyeler ve besinler olmadan da ketojenik beslenmesağlıklı bir şekilde uygulanabilir.

Bu kitabın ketojenik beslenmeyi öğrenmek isteyen bireylere ve bu alandagelişmek isteyen meslektaşlarıma faydalı olmasını yürekten dilerim.

Dyt. Alican Demiroğlu

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat