Barış Harekâtından önce bölüğüme yaptığım konuşma:
“Arkadaşlar, Harekât esnasında bazılarımız vademiz gelmişse şehit, bazılarımız da gazi olacağız... Silah doğrultmayana ateş açılmayacak… Yaşlı, kadın ve çocuklara dokunulmayacaktır... Hepimizin gayreti ‘Ölmeden öldürmek, vurulmadan vurmak' olacaktır. Gazanız mübarek olsun.”
İkinci Barış Harekâtından sonra bölüğüme yaptığım konuşma:
“Kıbrıs'a çıktığımızdan bu yana 11 şehidimiz oldu… Onlar gönlümüzde ebediyen yaşayacaktır. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun… Bundan sonraki görevimiz, Kıbrıs'ta kalıcı barışı tesis etmek ve Türk, Rum, Ermeni, Süryani demeden herkese eşit yaklaşmaktır…”
Kore'de ABD askerini Kuzey Kore askerlerinin saldırılarına karşı korumak ve Amerikan kolordusunun imhasını önlemek için Türk Tugayı nasıl feda edilmişse, Kıbrıs'ta da 50. Piyade Alayı 2 gün süreyle adada takviye edilmemiş ancak daha sonra gelecek birlikle, gelişecek Barış Harekâtı için adeta feda edilmiştir.
TSK, Kıbrıs Barış Harekâtı ile Türk tarihine önemli bir daha zafer ilave etmiştir. Bunu yaparken de “Efendiler,... Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece Anadolu'nun güneyinin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemlidir…” sözüne sadık kalarak Atatürk'ün gerçek takipçisi olduğunu bir kez daha dünyaya ispat etmiştir.
Türk toplumunu azınlık statüsünde ikinci sınıf vatandaş kabul eden Rum yönetimi, “Siz Türk değil, Kıbrıslısınız!” diyerek adada suni olarak “Kıbrıslılık - Türkiyelilik” çatışması yaratmıştır.
Türkiye ve KKTC ile Yunan – Rum ikilisinin Kıbrıs adası çevresindeki doğalgaz konusunda anlaşarak siyasi, sosyal ve güvenlik ağırlıklı olan Kıbrıs sorununu ekonomik olarak çözmeye çalışmalarından endişe duymaktayım. Bu nedenle de Türk askerinin Kıbrıs'ta kalıcı olması gerekir. Yoksa Kıbrıs davası uğruna dökülen bunca kana yazık olur…
Kıbrıs'ta çözüm olmuyor… Çünkü Rum tarafının bir hedefi vardır. O da hiç değişmeyecek hedefi olan Enosis, yani adayı Yunanistan'a bağlamaktır. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı son dönem görüşmelerinde çözüm için çok uğraştılar… Ancak anlayamadıkları husus, tarihin hiçbir döneminde Türklerle kader birliği yapmamış olan Rum - Yunan ikilisinin Enosis'ten vazgeçemeyeceğiydi... Bugünkü şartlarda Kıbrıs görüşmeleri belki başka bir bahara kalmıştır…
Barış Harekâtından önce bölüğüme yaptığım konuşma:
“Arkadaşlar, Harekât esnasında bazılarımız vademiz gelmişse şehit, bazılarımız da gazi olacağız... Silah doğrultmayana ateş açılmayacak… Yaşlı, kadın ve çocuklara dokunulmayacaktır... Hepimizin gayreti ‘Ölmeden öldürmek, vurulmadan vurmak' olacaktır. Gazanız mübarek olsun.”
İkinci Barış Harekâtından sonra bölüğüme yaptığım konuşma:
“Kıbrıs'a çıktığımızdan bu yana 11 şehidimiz oldu… Onlar gönlümüzde ebediyen yaşayacaktır. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum, ruhları şad olsun… Bundan sonraki görevimiz, Kıbrıs'ta kalıcı barışı tesis etmek ve Türk, Rum, Ermeni, Süryani demeden herkese eşit yaklaşmaktır…”
Kore'de ABD askerini Kuzey Kore askerlerinin saldırılarına karşı korumak ve Amerikan kolordusunun imhasını önlemek için Türk Tugayı nasıl feda edilmişse, Kıbrıs'ta da 50. Piyade Alayı 2 gün süreyle adada takviye edilmemiş ancak daha sonra gelecek birlikle, gelişecek Barış Harekâtı için adeta feda edilmiştir.
TSK, Kıbrıs Barış Harekâtı ile Türk tarihine önemli bir daha zafer ilave etmiştir. Bunu yaparken de “Efendiler,... Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece Anadolu'nun güneyinin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemlidir…” sözüne sadık kalarak Atatürk'ün gerçek takipçisi olduğunu bir kez daha dünyaya ispat etmiştir.
Türk toplumunu azınlık statüsünde ikinci sınıf vatandaş kabul eden Rum yönetimi, “Siz Türk değil, Kıbrıslısınız!” diyerek adada suni olarak “Kıbrıslılık - Türkiyelilik” çatışması yaratmıştır.
Türkiye ve KKTC ile Yunan – Rum ikilisinin Kıbrıs adası çevresindeki doğalgaz konusunda anlaşarak siyasi, sosyal ve güvenlik ağırlıklı olan Kıbrıs sorununu ekonomik olarak çözmeye çalışmalarından endişe duymaktayım. Bu nedenle de Türk askerinin Kıbrıs'ta kalıcı olması gerekir. Yoksa Kıbrıs davası uğruna dökülen bunca kana yazık olur…
Kıbrıs'ta çözüm olmuyor… Çünkü Rum tarafının bir hedefi vardır. O da hiç değişmeyecek hedefi olan Enosis, yani adayı Yunanistan'a bağlamaktır. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı son dönem görüşmelerinde çözüm için çok uğraştılar… Ancak anlayamadıkları husus, tarihin hiçbir döneminde Türklerle kader birliği yapmamış olan Rum - Yunan ikilisinin Enosis'ten vazgeçemeyeceğiydi... Bugünkü şartlarda Kıbrıs görüşmeleri belki başka bir bahara kalmıştır…