Kızgın ve kırgınım; “Biz üzerine, Sen üzerine, Ben üzerine...”
Sevgi koşar adım uzaklaşırken, onu o yapan ne varsa düşürüyor ardından. Yükü hafifledikçe hızlanıyor, giderek uzaklaşıyor. Ve biz ellerimizle, kulaklarımızla, gözlerimizle buna şahit olurken “Affedersiniz bir şey düşürdünüz” diyebilecek kadar güç bulamıyoruz. Bakıyoruz ardı sıra. Yorulmuşuz, dalgınız, unutmuşuz. Bir yerlerde duracağını ve yetişeceğimizi düşünüyoruz; oysa yetiştiğimizde ölmüş olacak belki. İşte o zaman sadece boş bir tabutu omuzlayıp, hislerden uzak, ağız dolusu dualarla sonsuzluğa uğurlayacağız.
Bu şiir kitabında; bizden, ondan ve benden söz ediyorum. Ki ben, biraz da hepinizim. Çünkü hepimiz aynıyız. Ve bu ayniyet, aynı yaşanmışlık bizi dert ortağı kılıyor.
“Ustam sen daha iyi bilirsin ama; bir insanı, bir halkı, bir hayvanı, bir bitkiyi sevmekle başlar her şey.” Ve ancak böyle güzelleşir yeryüzü. Ölümü bile gülerek karşılarsın, sevgiyle.
Kızgın ve kırgınım; “Biz üzerine, Sen üzerine, Ben üzerine...”
Sevgi koşar adım uzaklaşırken, onu o yapan ne varsa düşürüyor ardından. Yükü hafifledikçe hızlanıyor, giderek uzaklaşıyor. Ve biz ellerimizle, kulaklarımızla, gözlerimizle buna şahit olurken “Affedersiniz bir şey düşürdünüz” diyebilecek kadar güç bulamıyoruz. Bakıyoruz ardı sıra. Yorulmuşuz, dalgınız, unutmuşuz. Bir yerlerde duracağını ve yetişeceğimizi düşünüyoruz; oysa yetiştiğimizde ölmüş olacak belki. İşte o zaman sadece boş bir tabutu omuzlayıp, hislerden uzak, ağız dolusu dualarla sonsuzluğa uğurlayacağız.
Bu şiir kitabında; bizden, ondan ve benden söz ediyorum. Ki ben, biraz da hepinizim. Çünkü hepimiz aynıyız. Ve bu ayniyet, aynı yaşanmışlık bizi dert ortağı kılıyor.
“Ustam sen daha iyi bilirsin ama; bir insanı, bir halkı, bir hayvanı, bir bitkiyi sevmekle başlar her şey.” Ve ancak böyle güzelleşir yeryüzü. Ölümü bile gülerek karşılarsın, sevgiyle.