Kırık Tabletler Tanrılar, Tanrıçalar ve Kahramanlar

Stok Kodu:
9786055218522
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
316
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
18,52
13,89
9786055218522
390077
Kırık Tabletler
Kırık Tabletler Tanrılar, Tanrıçalar ve Kahramanlar
13.89
İnsan düşünün ötesinde bir güç olarak tanımlanan "mitoloji" sözcüğü, görüldüğü ve sesli söylendiği zaman içinde inanılmaz gizliliklerin olduğu, ateşlerin konuştuğu, bulutların göklerde yüzdüğü, yıldızların geceleri dünyayı aydınlatmak için yarıştığı, dağların halay çektiği, kuşların gök sunaklarından aşkı kurtardığı gibi imgesel düşünceleri akla getirir. Okyanus derinliği gibi hayallerin rüzgarından kopup günümüze gönderilen ezoterik ifadeler, nedense belleğin içine somut olarak girebilmeyi başaramamıştır. Ancak hayal de olsa neolitik dönemlerden sonra ortaya çıkan yazmanların bu tür imgesel öyküleri daha da süslemek için yarıştığı görülmektedir. O dönemler bu tür ifadelerin ortaya çıktığı dönemler olarak varlığını yazmanlar aracılığıyla günümüze aktarabilmiştir. Ne var ki mitolojik öykülere ilk eleştiriyi getiren Herodot ve Ploton, tarihî değeri ve gerçeklerle ilgisi olmayan sözler şeklinde yorumlamışlardı mitolojiyi.Ali Narçın, imgesel biçimlerde ele alınan öykülerden yola çıkarak onları günümüz siyasal anlayışına, siyasal aşka ve bedensel birlikteliğe taşımanın yollarını şiirle seçmenin çok daha yalın olabileceğini düşünerek farklı bir çalışma ortaya koymuştur. Bu nedenle gerçek ya da ütopik olayların oluşturduğu görsellikte ve o görselliği belgeleyen tabletlerin içeriğini de önemseyerek farklı bir çizgiyle o inanılmaz dönemi değerlendirmek istedi. Görülecektir ki o dönemin yazmanları bizlere birçok şeyi miras olarak bırakmıştır. Şimdi o paha biçilmez mirasları nedense paylaşamıyoruz?..
İnsan düşünün ötesinde bir güç olarak tanımlanan "mitoloji" sözcüğü, görüldüğü ve sesli söylendiği zaman içinde inanılmaz gizliliklerin olduğu, ateşlerin konuştuğu, bulutların göklerde yüzdüğü, yıldızların geceleri dünyayı aydınlatmak için yarıştığı, dağların halay çektiği, kuşların gök sunaklarından aşkı kurtardığı gibi imgesel düşünceleri akla getirir. Okyanus derinliği gibi hayallerin rüzgarından kopup günümüze gönderilen ezoterik ifadeler, nedense belleğin içine somut olarak girebilmeyi başaramamıştır. Ancak hayal de olsa neolitik dönemlerden sonra ortaya çıkan yazmanların bu tür imgesel öyküleri daha da süslemek için yarıştığı görülmektedir. O dönemler bu tür ifadelerin ortaya çıktığı dönemler olarak varlığını yazmanlar aracılığıyla günümüze aktarabilmiştir. Ne var ki mitolojik öykülere ilk eleştiriyi getiren Herodot ve Ploton, tarihî değeri ve gerçeklerle ilgisi olmayan sözler şeklinde yorumlamışlardı mitolojiyi.Ali Narçın, imgesel biçimlerde ele alınan öykülerden yola çıkarak onları günümüz siyasal anlayışına, siyasal aşka ve bedensel birlikteliğe taşımanın yollarını şiirle seçmenin çok daha yalın olabileceğini düşünerek farklı bir çalışma ortaya koymuştur. Bu nedenle gerçek ya da ütopik olayların oluşturduğu görsellikte ve o görselliği belgeleyen tabletlerin içeriğini de önemseyerek farklı bir çizgiyle o inanılmaz dönemi değerlendirmek istedi. Görülecektir ki o dönemin yazmanları bizlere birçok şeyi miras olarak bırakmıştır. Şimdi o paha biçilmez mirasları nedense paylaşamıyoruz?..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat