-Görüşlerinin hiçbirine katılmıyorum!
-Ben de senin. Ama bunları açıklama özgürlüğünü savunmak için senin her zaman yanında olacağım.
-Ben de senin!
Ben de senin diye başlayan sözlerin genellikle küfürle, belki de kafa-göz kırmayla sonuçlandığı günümüzde, ilk atılması gereken adımın Birbirimize tahammül etmeyi öğrenmek ve başkalarına da örnek olmak olduğuna inanıyoruz.
Bir yıl kadar önce yayınlanan Kırmızı ile Yeşil ya da Yeşil ile Kırmızı adlı kitabımızın, aslında 1995'te yazılıp yayınlanmayan ilk baskısı için hazırlanan önsöz, işte bu sözlerle başlıyordu... -Şanar Yurdatapan-
Böyle bir çalışma gerekli mi idi?
Birçok arkadaşım son zamanlarda bana sık sık anılarımı yazmamı söyledi. Ben de benden yaşlılara hep bunu söyledim.
Mesela bir ara Ahmet Hakan da bunu istedi benden.
Benim farklı bir yaşam mücadelem var. Anne-babasız büyüyen bir çocuğun serüveni gizli burada. Yanılgılarım ve çelişkilerimle benim yaşamımdan bir kesit sunmak istiyorum kendi dilimden. Böylece benim yazdıklarım, sözlerim bir anlam kazanacak.
Yazdıklarım ve söylediklerim, bu hayattan imbiklenmiş şeylerdir. Bu hayatı yaşamayanlar için bazen benim söylediklerim çok da anlamlı gelmeyebilir.
Neden bugün böyle davranıyorum, bunun izlerini, işaretlerini bu yaşanmış geçmişte bulacaksınız.
Anı yazmak önemli. Bunu yapmalıyım, ama bu tam bir hatırat değil. 'Yeşil - Kırmızı Anılar' benim ötekilerle karşılaşmamı, çatışmamı anlatıyor.
-Abdurrahman Dilipak-
-Görüşlerinin hiçbirine katılmıyorum!
-Ben de senin. Ama bunları açıklama özgürlüğünü savunmak için senin her zaman yanında olacağım.
-Ben de senin!
Ben de senin diye başlayan sözlerin genellikle küfürle, belki de kafa-göz kırmayla sonuçlandığı günümüzde, ilk atılması gereken adımın Birbirimize tahammül etmeyi öğrenmek ve başkalarına da örnek olmak olduğuna inanıyoruz.
Bir yıl kadar önce yayınlanan Kırmızı ile Yeşil ya da Yeşil ile Kırmızı adlı kitabımızın, aslında 1995'te yazılıp yayınlanmayan ilk baskısı için hazırlanan önsöz, işte bu sözlerle başlıyordu... -Şanar Yurdatapan-
Böyle bir çalışma gerekli mi idi?
Birçok arkadaşım son zamanlarda bana sık sık anılarımı yazmamı söyledi. Ben de benden yaşlılara hep bunu söyledim.
Mesela bir ara Ahmet Hakan da bunu istedi benden.
Benim farklı bir yaşam mücadelem var. Anne-babasız büyüyen bir çocuğun serüveni gizli burada. Yanılgılarım ve çelişkilerimle benim yaşamımdan bir kesit sunmak istiyorum kendi dilimden. Böylece benim yazdıklarım, sözlerim bir anlam kazanacak.
Yazdıklarım ve söylediklerim, bu hayattan imbiklenmiş şeylerdir. Bu hayatı yaşamayanlar için bazen benim söylediklerim çok da anlamlı gelmeyebilir.
Neden bugün böyle davranıyorum, bunun izlerini, işaretlerini bu yaşanmış geçmişte bulacaksınız.
Anı yazmak önemli. Bunu yapmalıyım, ama bu tam bir hatırat değil. 'Yeşil - Kırmızı Anılar' benim ötekilerle karşılaşmamı, çatışmamı anlatıyor.
-Abdurrahman Dilipak-