Mimarlık tarihi açısından sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için öncelikle yapıların kayıt altına alınması gerekmektedir. Ancak bu yolla doğru çıkarımlar ve yorumlar yapılabilir. Bu hedef doğrultusunda hazırlanan elinizdeki çalışmada, Kırşehir İl merkezi ve merkeze bağlı köylerdeki tarihi camiler incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda 10 adet cami tespit edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen bu camiler, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar değişen dönemlere tarihlendirilmektedir. Kırşehir'deki camiler, plan, malzeme ve süsleme özellikleri bakımından değerlendirildiğinde; büyük oranda yerel imkanlarla, yerli ustalar tarafından inşa edildikleri anlaşılmaktadır. Yapıların ibadete açık olması, sağlam durumda günümüze ulaşmasına olanak sağlasa da bilinçsiz onarımlar ve eklemeler sonucu bazı yapılar asli özelliklerini yitirmişlerdir. Camiler, ibadethane olmasının yanında, mimari özellikleri bakımından birer kültür varlığıdır. Bu sebeple asli özelliklerini bozacak hiçbir müdahaleye izin verilmemelidir. Gerek cami görevlilerinin gerekse halkın bu konuda bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Ayrıca iyi niyetli müdahalelerin ilgili kurum ve kuruluşların izinleri doğrultusunda uzman kişiler tarafından bilimsel yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Dinimizin ve kültürümüzün bu eşsiz mekanlarını gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarmak ancak böyle mümkün olacaktır.
Temel Değerlere Sahip Olmak, Bağlı Kalmak,
İnanmak ve Sürdürebilmek Aşk'ına!...
Mimarlık tarihi açısından sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için öncelikle yapıların kayıt altına alınması gerekmektedir. Ancak bu yolla doğru çıkarımlar ve yorumlar yapılabilir. Bu hedef doğrultusunda hazırlanan elinizdeki çalışmada, Kırşehir İl merkezi ve merkeze bağlı köylerdeki tarihi camiler incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda 10 adet cami tespit edilmiştir. Çalışmaya dahil edilen bu camiler, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar değişen dönemlere tarihlendirilmektedir. Kırşehir'deki camiler, plan, malzeme ve süsleme özellikleri bakımından değerlendirildiğinde; büyük oranda yerel imkanlarla, yerli ustalar tarafından inşa edildikleri anlaşılmaktadır. Yapıların ibadete açık olması, sağlam durumda günümüze ulaşmasına olanak sağlasa da bilinçsiz onarımlar ve eklemeler sonucu bazı yapılar asli özelliklerini yitirmişlerdir. Camiler, ibadethane olmasının yanında, mimari özellikleri bakımından birer kültür varlığıdır. Bu sebeple asli özelliklerini bozacak hiçbir müdahaleye izin verilmemelidir. Gerek cami görevlilerinin gerekse halkın bu konuda bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Ayrıca iyi niyetli müdahalelerin ilgili kurum ve kuruluşların izinleri doğrultusunda uzman kişiler tarafından bilimsel yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Dinimizin ve kültürümüzün bu eşsiz mekanlarını gelecek kuşaklara sağlıklı bir şekilde aktarmak ancak böyle mümkün olacaktır.
Temel Değerlere Sahip Olmak, Bağlı Kalmak,
İnanmak ve Sürdürebilmek Aşk'ına!...