Kitabü'l-Mille/Din Üzerine, Farabi'nin felsefi sisteminin merkezi meselelerinden biri olan din konusuna tahsis edilmiş bir çalışmadır. Farabi, kitabın başlığında geçen “mille” kelimesinin din kelimesiyle nerdeyse aynı anlamı verdiğini belirtse de, din lafzını sadece bu eserinde değil diğer eserlerinde de hemen hemen hiç kullanmaz. Çünkü “din”den farklı olarak “mille”, özellikle, din dediğimiz inançlar ve ameller manzumesini şartlara göre takdir edip belirleyen insana işaret eder. Bu da bize, sadece erdemli dinlerden değil erdemsiz dinlerden de bahsetme imkanı verir. Farabi, kitabın hemen başında dinlerle ilgili bu ayrımı yapar ve erdemsiz dinleri erdemsiz yönetim biçimleriyle ilişkilendirir. Bu şekildeki ayrım şuna işaret eder ki, politik nitelikteki toplum, erdemli olsun veya olmasın, toplumu belli değerler etrafında toplayan, belli gayelere doğru yönlendiren bir dini zorunlu kılar. Eserin son paragrafında belirtildiği üzere, bir “ortak din” olmaksızın toplumu dünya ve ahiret mutluluğu doğrultusunda yönlendirmek mümkün olmaz. Dolayısıyla Farabi'ye göre din ilm-i medeni kapsamındadır. Din, kurumsal olarak, bilinmesi/inanılması gereken birtakım görüşlerle/ara' yapılması ve uygulanması gereken birtakım fiilleri içerir. Bunlar Farabi'nin diğer eserlerinde de bahse konu edilir fakat bunların özlü ve açık bir sayımı Kitabü'l-Mille'de yer alır. Bu sayımla ilgili olarak iki hususu belirtebiliriz. Birincisi, Farabi'nin çerçevesini çizdiği görüşler/inançlar geleneksel “amentü” listesini büyük ölçüde yansıtır fakat ondan çok daha fazlasını ihtiva eder. İkincisi, Mebadiu Arai Ehli'l-Medineti'l-Fazıla, söz konusu görüşlerin/ara' ilkelerini, yani makullerini inceler. Dolayısıyla Farabi'ye göre yöntem ve iletim biçimleri farklı olsa da erdemli dinin müfredatıyla hakiki felsefenin müfredatı örtüşür.
Kitabü'l-Mille/Din Üzerine, Farabi'nin felsefi sisteminin merkezi meselelerinden biri olan din konusuna tahsis edilmiş bir çalışmadır. Farabi, kitabın başlığında geçen “mille” kelimesinin din kelimesiyle nerdeyse aynı anlamı verdiğini belirtse de, din lafzını sadece bu eserinde değil diğer eserlerinde de hemen hemen hiç kullanmaz. Çünkü “din”den farklı olarak “mille”, özellikle, din dediğimiz inançlar ve ameller manzumesini şartlara göre takdir edip belirleyen insana işaret eder. Bu da bize, sadece erdemli dinlerden değil erdemsiz dinlerden de bahsetme imkanı verir. Farabi, kitabın hemen başında dinlerle ilgili bu ayrımı yapar ve erdemsiz dinleri erdemsiz yönetim biçimleriyle ilişkilendirir. Bu şekildeki ayrım şuna işaret eder ki, politik nitelikteki toplum, erdemli olsun veya olmasın, toplumu belli değerler etrafında toplayan, belli gayelere doğru yönlendiren bir dini zorunlu kılar. Eserin son paragrafında belirtildiği üzere, bir “ortak din” olmaksızın toplumu dünya ve ahiret mutluluğu doğrultusunda yönlendirmek mümkün olmaz. Dolayısıyla Farabi'ye göre din ilm-i medeni kapsamındadır. Din, kurumsal olarak, bilinmesi/inanılması gereken birtakım görüşlerle/ara' yapılması ve uygulanması gereken birtakım fiilleri içerir. Bunlar Farabi'nin diğer eserlerinde de bahse konu edilir fakat bunların özlü ve açık bir sayımı Kitabü'l-Mille'de yer alır. Bu sayımla ilgili olarak iki hususu belirtebiliriz. Birincisi, Farabi'nin çerçevesini çizdiği görüşler/inançlar geleneksel “amentü” listesini büyük ölçüde yansıtır fakat ondan çok daha fazlasını ihtiva eder. İkincisi, Mebadiu Arai Ehli'l-Medineti'l-Fazıla, söz konusu görüşlerin/ara' ilkelerini, yani makullerini inceler. Dolayısıyla Farabi'ye göre yöntem ve iletim biçimleri farklı olsa da erdemli dinin müfredatıyla hakiki felsefenin müfredatı örtüşür.