Osmanlı Türkçesiyle 1893'de yani, 127 yıl önce yayımlanmış, konu ile ilgili tek eser unvanına sahip bu kitap, ele aldığı konuların çeşitliliği itibarıyla hem özelde kitap kavramını, hem kitabı bir bütün halinde ortaya çıkaran ögeleri tek tek incelemesiyle ve hem de kitabın tarihçesini ele alması bakımından Büyüyenay'ın da yayın hayatına başlarken okuyucularımızla buluşturduğu ilk eseri olmuştu. Şimdi gözden geçirilmiş yeni baskısıyla okuyucularımızla yeniden buluşuyor.
Alanında ilk örnek olan bu eserin yazarı Necib Âsım okuyucularına samimiyetle hasbıhal ederek başlıyor ve diyor ki:
“Senin de, benim gibi, kitap dostu olduğuna şüphem yoktur. Aynı sevgiliye muhabbet duymamız, bizi birbirimize rakip etmez; takrîp eder. Valide ve peder muhabbetinin ne olduğunu idrak edemeyen bedbahtlardan olduğum için, ilk tutkunu ve âşığı olduğum sevgili kitaptır; bu muhabbet günden güne artmaktadır; fakat muhabbetim beni çok kitap sahibi etti zannetme! İnsan boş kese ile kitaphâne doldurabilir mi? Ben sevdiklerimi, boş vakit buldukça, umumî kitaphânelerde, sahaf dükkânlarında ziyaret ederim. Beni büsbütün de kitapsız zanneyleme. Artırabildiğim paralarla alınmış neşriyatla uğraştığım için, müellifîn ve cömert mütercimlerimiz tarafından hediye edilmiş olmak üzere iki kitaphâne dolusu kitabım var! Lâkin bunlar benim gibi bir kitap âşıkı için kâfi mi ya? Evdeki kitaplarımın hepsi nazar-ı mütâlaamdan geçmiştir. Odamda kendi âlemimde bulunduğum zaman, o kadar kitap içinde okunacak bir şey bulamam. Kitapçıların rivâyet ve tahminine göre, her yeni basılan kitaptan ilk defa olarak 200 nüsha satılır imiş. Şu hesapça İstanbul'umuzda 200 kitap dostu var demek. Dostlarımızın bu kadar azlığına teessüf etmem… İşte bugün miktarı 200 ve yakında 2000 olacak dostlarımız için mahbûb-ı kulûbümüzün nâmına bir eser yazıyorum. Sevgilimizin tarih ve evsâfı böyle beş-on yaprakla ihâta edilemez. Fakat benim bu yazdığım, sevgilinin vasıflarına işaret eden bir kıt'adır; kasîdelerini de benden daha muktedirleri tanzim etsin; seve seve okuyalım.”
Osmanlı Türkçesiyle 1893'de yani, 127 yıl önce yayımlanmış, konu ile ilgili tek eser unvanına sahip bu kitap, ele aldığı konuların çeşitliliği itibarıyla hem özelde kitap kavramını, hem kitabı bir bütün halinde ortaya çıkaran ögeleri tek tek incelemesiyle ve hem de kitabın tarihçesini ele alması bakımından Büyüyenay'ın da yayın hayatına başlarken okuyucularımızla buluşturduğu ilk eseri olmuştu. Şimdi gözden geçirilmiş yeni baskısıyla okuyucularımızla yeniden buluşuyor.
Alanında ilk örnek olan bu eserin yazarı Necib Âsım okuyucularına samimiyetle hasbıhal ederek başlıyor ve diyor ki:
“Senin de, benim gibi, kitap dostu olduğuna şüphem yoktur. Aynı sevgiliye muhabbet duymamız, bizi birbirimize rakip etmez; takrîp eder. Valide ve peder muhabbetinin ne olduğunu idrak edemeyen bedbahtlardan olduğum için, ilk tutkunu ve âşığı olduğum sevgili kitaptır; bu muhabbet günden güne artmaktadır; fakat muhabbetim beni çok kitap sahibi etti zannetme! İnsan boş kese ile kitaphâne doldurabilir mi? Ben sevdiklerimi, boş vakit buldukça, umumî kitaphânelerde, sahaf dükkânlarında ziyaret ederim. Beni büsbütün de kitapsız zanneyleme. Artırabildiğim paralarla alınmış neşriyatla uğraştığım için, müellifîn ve cömert mütercimlerimiz tarafından hediye edilmiş olmak üzere iki kitaphâne dolusu kitabım var! Lâkin bunlar benim gibi bir kitap âşıkı için kâfi mi ya? Evdeki kitaplarımın hepsi nazar-ı mütâlaamdan geçmiştir. Odamda kendi âlemimde bulunduğum zaman, o kadar kitap içinde okunacak bir şey bulamam. Kitapçıların rivâyet ve tahminine göre, her yeni basılan kitaptan ilk defa olarak 200 nüsha satılır imiş. Şu hesapça İstanbul'umuzda 200 kitap dostu var demek. Dostlarımızın bu kadar azlığına teessüf etmem… İşte bugün miktarı 200 ve yakında 2000 olacak dostlarımız için mahbûb-ı kulûbümüzün nâmına bir eser yazıyorum. Sevgilimizin tarih ve evsâfı böyle beş-on yaprakla ihâta edilemez. Fakat benim bu yazdığım, sevgilinin vasıflarına işaret eden bir kıt'adır; kasîdelerini de benden daha muktedirleri tanzim etsin; seve seve okuyalım.”