1240 yılına gelindiğinde, Anadolu'da sıkıntı doruğa çıkmıştı. Moğalların önünde kaçan Türkmenler, Anadolu'ya yığılmış; Selçuklu tahtında oturan genç ve tecrübesiz Sultan Gıyasettin, kendi eğlence dünyasına dalmış, devletin aslî unsuru Türkmenler, adeta dışlanmıştı. İşte bu hengâmede herbiri efsaneleşmiş bir eren olan Türkmen Babaları, bir teselli kaynağı, bir umut ışığı olarak görünmüştü insanların gözüne.Sonunda 1240 yılı sonbaharında, Baba İlyas'ın halifesi Baba İshak'ın önderliğinde Türkmenler, saraya karşı ayaklanmışlardı. Sarayın gönderdiği kuvvetlerin üst üste yenilgiye uğramaları, Türkmen Babalarını iyiden iyiye efsaneleştirmişti. Müslüman askerlerin Türkmen Babalarına sempatiyle bakmaya başlamaları üzerine Saray, paralı Hıristiyan askerlerini, Babailer üzerine göndermişti. Malya ovasındaki savaşı bir taktik hatası sonucu kaybeden Türkmenler, çoluk çocuk, kadın kız toptan kılıçtan geçirilmişlerdi.İşte bu roman, Anadolu Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Babailer ayaklanmasını anlatıyor. Herkesin farklı bir açıdan ve kendi dünya görüşüne göre ele aldığı bu olay, burada çok farklı bir açıdan ele alınıyor. Baba İlyas, Baba İshak ve Hacı Bektaş yaşadıkları olayları bizzat kendi ağızlarından anlatırlarken, Baba İlyas'ın torunu Elvan Çelebi de, bu olayı konu alan Menâkıb-ı Kudsiyyesini niçin yazdığını açıklıyor.Bu romanda, geçmişin aydınlatılmasından daha çok geleceğe düşen bir ışık bulacaksınız.
1240 yılına gelindiğinde, Anadolu'da sıkıntı doruğa çıkmıştı. Moğalların önünde kaçan Türkmenler, Anadolu'ya yığılmış; Selçuklu tahtında oturan genç ve tecrübesiz Sultan Gıyasettin, kendi eğlence dünyasına dalmış, devletin aslî unsuru Türkmenler, adeta dışlanmıştı. İşte bu hengâmede herbiri efsaneleşmiş bir eren olan Türkmen Babaları, bir teselli kaynağı, bir umut ışığı olarak görünmüştü insanların gözüne.Sonunda 1240 yılı sonbaharında, Baba İlyas'ın halifesi Baba İshak'ın önderliğinde Türkmenler, saraya karşı ayaklanmışlardı. Sarayın gönderdiği kuvvetlerin üst üste yenilgiye uğramaları, Türkmen Babalarını iyiden iyiye efsaneleştirmişti. Müslüman askerlerin Türkmen Babalarına sempatiyle bakmaya başlamaları üzerine Saray, paralı Hıristiyan askerlerini, Babailer üzerine göndermişti. Malya ovasındaki savaşı bir taktik hatası sonucu kaybeden Türkmenler, çoluk çocuk, kadın kız toptan kılıçtan geçirilmişlerdi.İşte bu roman, Anadolu Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Babailer ayaklanmasını anlatıyor. Herkesin farklı bir açıdan ve kendi dünya görüşüne göre ele aldığı bu olay, burada çok farklı bir açıdan ele alınıyor. Baba İlyas, Baba İshak ve Hacı Bektaş yaşadıkları olayları bizzat kendi ağızlarından anlatırlarken, Baba İlyas'ın torunu Elvan Çelebi de, bu olayı konu alan Menâkıb-ı Kudsiyyesini niçin yazdığını açıklıyor.Bu romanda, geçmişin aydınlatılmasından daha çok geleceğe düşen bir ışık bulacaksınız.