Hindistan ve Pakistan, yirmi birinci yüzyılda en önemli ülkeler arasında yer alacak. Bruce Riedel Kıyametin Eşiğinde adlı bu kitabında, Amerika'nın yükselmekte olan bu ülkelerle ilişkisini başarılı bir şekilde yönetebilmesinin önemi ve zorlukları yanında onların arasındaki tehlikeli ilişkiyi de net bir şekilde anlatıyor. Britanya Rajı'ndan doğan bu iki ülke ortak bir mirası paylaşıyor ama aynı zamanda birçok önemli açıdan birbirlerinden farklılar. Hindistan daha şimdiden dünyanın en büyük demokrasisi durumunda ve yakın zaman içinde de gezegenin en yoğun nüfuslu ülkesi haline gelecek. Dünyanın en büyük beşinci nüfus yoğunluğuna sahip olan ülkesi Pakistan ise sorunlu tarihi boyunca çok sayıda askeri darbeye ve diktatörlük yönetimine sahne oldu, ayrıca Usame Bin Ladin gibi teröristleri barındırdı.
Uzun zamandır husumet içinde olan bu iki ülke test edilmiş nükleer silahlara da sahip. Bugüne kadar birbirleriyle dört kez savaştılar ve birçok kez de savaşın eşiğinden döndüler. Beyaz Saray geçtiğimiz yirmi yıl içinde alt kıtada nükleer bir savaşın patlak vermesini engellemek için defalarca müdahalede bulundu. Güney Asya, Amerika'nın ulusal güvenliği açısından kritik bir öneme sahip. Dolayısıyla, Hindistan'la Pakistan arasındaki istikrarsız ilişki bölgedeki güven ve istikrarı belirleyecek olan en önemli bir faktör.
Geçmişte dört Amerikan başkanına bölge konusunda danışmanlık yapan Riedel'ın kendi deneyimlerine ve kapsamlı araştırmalara dayanan Kıyametin Eşiğinde adlı bu kitabı, Amerika'nın Güney Asya'ya yönelik diplomasi tarihini, son yıllarda patlak veren krizleri ve gelecekteki kriz olasılıklarını ele alıyor.
Hindistan ve Pakistan, yirmi birinci yüzyılda en önemli ülkeler arasında yer alacak. Bruce Riedel Kıyametin Eşiğinde adlı bu kitabında, Amerika'nın yükselmekte olan bu ülkelerle ilişkisini başarılı bir şekilde yönetebilmesinin önemi ve zorlukları yanında onların arasındaki tehlikeli ilişkiyi de net bir şekilde anlatıyor. Britanya Rajı'ndan doğan bu iki ülke ortak bir mirası paylaşıyor ama aynı zamanda birçok önemli açıdan birbirlerinden farklılar. Hindistan daha şimdiden dünyanın en büyük demokrasisi durumunda ve yakın zaman içinde de gezegenin en yoğun nüfuslu ülkesi haline gelecek. Dünyanın en büyük beşinci nüfus yoğunluğuna sahip olan ülkesi Pakistan ise sorunlu tarihi boyunca çok sayıda askeri darbeye ve diktatörlük yönetimine sahne oldu, ayrıca Usame Bin Ladin gibi teröristleri barındırdı.
Uzun zamandır husumet içinde olan bu iki ülke test edilmiş nükleer silahlara da sahip. Bugüne kadar birbirleriyle dört kez savaştılar ve birçok kez de savaşın eşiğinden döndüler. Beyaz Saray geçtiğimiz yirmi yıl içinde alt kıtada nükleer bir savaşın patlak vermesini engellemek için defalarca müdahalede bulundu. Güney Asya, Amerika'nın ulusal güvenliği açısından kritik bir öneme sahip. Dolayısıyla, Hindistan'la Pakistan arasındaki istikrarsız ilişki bölgedeki güven ve istikrarı belirleyecek olan en önemli bir faktör.
Geçmişte dört Amerikan başkanına bölge konusunda danışmanlık yapan Riedel'ın kendi deneyimlerine ve kapsamlı araştırmalara dayanan Kıyametin Eşiğinde adlı bu kitabı, Amerika'nın Güney Asya'ya yönelik diplomasi tarihini, son yıllarda patlak veren krizleri ve gelecekteki kriz olasılıklarını ele alıyor.