Tom Clancy tüm dünyayı sarsan politik bir dramı anlattığı olağanüstü bir romanla pek çok kitabının baş kahramanı olan, sevimli ve zeki Jack Ryan'ın ilk günlerine dönüyor.
Jack Ryan, geçici bir görevle İngiltere'de bulunmakta ve yazmakta olduğu bir kitap hakkında araştırma yapmaktadır. (Henüz Amerikan Başkanı ya da CIA Başkanı olmamış ve Beyaz Saray'a yönelik terörist saldırılara karşı mücadeleye girişmemiştir, hatta adı Kızıl Ekim olan denizaltı da Atlantik'teki o maceralı yolculuğa çıkmamıştır.
Tarihçi ve hoca olan Ryan o zamanlar daha yeni emekliye ayrılmış bir Deniz Piyadesi'dir.) IRA teröristleriyle giriştiği bir dizi kanlı çatışma sonucunda, CIA Başkan Yardımcısı Koramiral James Greer'in -ve tabii İngiliz SIS Başkanı Sir Basil Charleston'ın- dikkatini çekmiş, Greer ona bağımsız çalışan bir analizci olarak aralarına katılmasını teklif ettiğinde, öteki işlerini de sürdürebileceğini düşünen Ryan hemen kabul etmiştir. Geri çevrilemeyecek bir fırsattır bu.
Ancak işe başladığı gün önüne konan son derece sıradışı bir belge ona diğer işlerinin hepsini unutturur. Yeni Papa, İkinci Jean Paul, Varşova'ya gönderdiği bir ültimatomda, eğer hükümet baskılarını sürdürmekte ısrar ederse, Papalıktan istifa edip halkının yanına dönmek zorunda kalacağını bildirmektedir. Jack Ryan, bu mektubun çok vahim sonuçlar doğuracağını düşünür.
Aynı anda Moskova'da başka biri de aynı şeyi düşünmektedir. KGB Başkanı Yuri Andropov okuduğundan hiç de memnun kalmamış, bu tehdidin kendisi ve ülkesi için doğurabileceği sonuçları düşünerek tedirgin olmuştur. Uğruna hayatını tükettiği her şeyin tek bir adam yüzünden dağılıp yok olması ihtimali çıkmıştır ortaya. Ama o adamı da durdurabilecek bir adam bulunabilir. Ne denli güçlü olursa olsun eninde sonunda Papa da bir ölümlü değil midir?
Ölümün gelmesini kolaylaştıracak bir Türk bulmak o kadar da zor olmasa gerek. Böylece akla hayale sığmayacak olaylar birbirini takip eder ve birdenbire her şey sadece liderleri değil, ülkeleri de alaşağı edecek boyutlara ulaşır. Ryan birkaç hafta içinde kendini bir olaylar zincirinin, acemi bir CIA analizcisinin aklının bile ermeyeceği son derece tehlikeli bir oyunun içinde bulur.
Tom Clancy tüm dünyayı sarsan politik bir dramı anlattığı olağanüstü bir romanla pek çok kitabının baş kahramanı olan, sevimli ve zeki Jack Ryan'ın ilk günlerine dönüyor.
Jack Ryan, geçici bir görevle İngiltere'de bulunmakta ve yazmakta olduğu bir kitap hakkında araştırma yapmaktadır. (Henüz Amerikan Başkanı ya da CIA Başkanı olmamış ve Beyaz Saray'a yönelik terörist saldırılara karşı mücadeleye girişmemiştir, hatta adı Kızıl Ekim olan denizaltı da Atlantik'teki o maceralı yolculuğa çıkmamıştır.
Tarihçi ve hoca olan Ryan o zamanlar daha yeni emekliye ayrılmış bir Deniz Piyadesi'dir.) IRA teröristleriyle giriştiği bir dizi kanlı çatışma sonucunda, CIA Başkan Yardımcısı Koramiral James Greer'in -ve tabii İngiliz SIS Başkanı Sir Basil Charleston'ın- dikkatini çekmiş, Greer ona bağımsız çalışan bir analizci olarak aralarına katılmasını teklif ettiğinde, öteki işlerini de sürdürebileceğini düşünen Ryan hemen kabul etmiştir. Geri çevrilemeyecek bir fırsattır bu.
Ancak işe başladığı gün önüne konan son derece sıradışı bir belge ona diğer işlerinin hepsini unutturur. Yeni Papa, İkinci Jean Paul, Varşova'ya gönderdiği bir ültimatomda, eğer hükümet baskılarını sürdürmekte ısrar ederse, Papalıktan istifa edip halkının yanına dönmek zorunda kalacağını bildirmektedir. Jack Ryan, bu mektubun çok vahim sonuçlar doğuracağını düşünür.
Aynı anda Moskova'da başka biri de aynı şeyi düşünmektedir. KGB Başkanı Yuri Andropov okuduğundan hiç de memnun kalmamış, bu tehdidin kendisi ve ülkesi için doğurabileceği sonuçları düşünerek tedirgin olmuştur. Uğruna hayatını tükettiği her şeyin tek bir adam yüzünden dağılıp yok olması ihtimali çıkmıştır ortaya. Ama o adamı da durdurabilecek bir adam bulunabilir. Ne denli güçlü olursa olsun eninde sonunda Papa da bir ölümlü değil midir?
Ölümün gelmesini kolaylaştıracak bir Türk bulmak o kadar da zor olmasa gerek. Böylece akla hayale sığmayacak olaylar birbirini takip eder ve birdenbire her şey sadece liderleri değil, ülkeleri de alaşağı edecek boyutlara ulaşır. Ryan birkaç hafta içinde kendini bir olaylar zincirinin, acemi bir CIA analizcisinin aklının bile ermeyeceği son derece tehlikeli bir oyunun içinde bulur.