Mesafeleri kısaltan, göğü yere indiren ve görmediği düşmanları yenen insanlık...
Ölümün kızılıyla başa çıkabilir mi?
"İnsanlık" dediğimiz şey, kendi canını kurtarmak için başkalarının canını çiğnemeye karar verdiğimizde biter mi?
Jack London, 1912 yılında yazdığı bu kitabında veba salgınıyla yok oluşun eşiğine gelmiş insanlığın yeniden doğuş çabasını salgından sonra geçen altmış yılda hayatta kalan tek kişinin ağzından anlatıyor.
Kızıl Veba'da insanlığın "medeniyet" perdesi bir çırpıda kaldırılıp hayatta kalmak için neler yapabileceği ve gözle görülmeyen küçücük bir varlık karşısında nasıl da çaresiz kaldığı gözler önüne seriliyor.
Mesafeleri kısaltan, göğü yere indiren ve görmediği düşmanları yenen insanlık...
Ölümün kızılıyla başa çıkabilir mi?
"İnsanlık" dediğimiz şey, kendi canını kurtarmak için başkalarının canını çiğnemeye karar verdiğimizde biter mi?
Jack London, 1912 yılında yazdığı bu kitabında veba salgınıyla yok oluşun eşiğine gelmiş insanlığın yeniden doğuş çabasını salgından sonra geçen altmış yılda hayatta kalan tek kişinin ağzından anlatıyor.
Kızıl Veba'da insanlığın "medeniyet" perdesi bir çırpıda kaldırılıp hayatta kalmak için neler yapabileceği ve gözle görülmeyen küçücük bir varlık karşısında nasıl da çaresiz kaldığı gözler önüne seriliyor.