Bu roman; Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ın bağımsızlıklarını elde etmek için harekete geçmeleri ile patlak veren ilk Balkan Savaşı'nın dehşetli sahneleriyle epik bir açılış yapıyor.
Gencecik fidanların savaş meydanlarında şahadete yürüdüğü, açlık ve sefaletin en koyu haliyle kol gezdiği o karanlık dönemin ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına müteakip Kurtuluş Savaşı'na düğümlenen minimal bir anlatı sunuyor.
Yazar bu kez okurunu, köy hayatının ve kırların pastoral ikliminde kötülüğün sıradanlığıyla buluşturuyor.
“Kızılcık Çiçekleri”
Merhamete olduğu kadar zulme de yatkınlığı olan insanın, şehvete ve elde etme arzusuna teslim olarak kan akıtmaktan çekinmeyen bir canavara dönüşümüne dair merakı kışkırtan bir trajedinin romanıdır.
Abdurrahman Şimşek
Bu roman; Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan'ın bağımsızlıklarını elde etmek için harekete geçmeleri ile patlak veren ilk Balkan Savaşı'nın dehşetli sahneleriyle epik bir açılış yapıyor.
Gencecik fidanların savaş meydanlarında şahadete yürüdüğü, açlık ve sefaletin en koyu haliyle kol gezdiği o karanlık dönemin ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına müteakip Kurtuluş Savaşı'na düğümlenen minimal bir anlatı sunuyor.
Yazar bu kez okurunu, köy hayatının ve kırların pastoral ikliminde kötülüğün sıradanlığıyla buluşturuyor.
“Kızılcık Çiçekleri”
Merhamete olduğu kadar zulme de yatkınlığı olan insanın, şehvete ve elde etme arzusuna teslim olarak kan akıtmaktan çekinmeyen bir canavara dönüşümüne dair merakı kışkırtan bir trajedinin romanıdır.
Abdurrahman Şimşek