Güzel sanatlar, insana ait olan kalbi ve zihni dünyanın muhtelif vasıtalarla dışa vurumunu sağlar. Güzel sanatların bütün dallarından insanın kendini ifade etme araçlardan biri, belki de en önemlisi edebiyattır. Edebi metinler, tür ve metot farketmeden, ilk defa ortaya çıktığından beri varlığını anlamlandırma çabası içindeki insan için vazgeçilmez ifade yollarından biri haline gelmiştir. Kültür ve medeniyet ayırımına girmeden bakıldığında oluşturulan metinlerin, insanın ‘kendine dair' olanları yansıttığı ilk yapılacak tespitlerdendir. Bununla beraber her kültürün belli öğretileri ihtiva eden, farklı tür ve nitelikte eserlerinin varlığı muhakkaktır. İnandığını, öğrendiğini, düşündüğünü ya da yaşadığını okurla paylaşmaya her dönemde hazır olan hatta bunu görev bilen sanatkâr, ilk önce, içinden çıktığı topluma belki de bütün insanlığa mesaj niteliğindeki ifadelerini, üslubundaki farklılıkları kullanarak aktarmayı tercih eder. Muhtelif anlatım vasıtalarını kullanarak ortaya çıkarılan eserlerde türler arasında olduğu kadar benzer metinler arasında da alışverişler söz konusu olabilmektedir. Bahsedilen alışverişin belli sıklıkta ve düzende olması kabul edilebilir hatta üzerinde değerlendirme yapmak için uygun görülürken, bu durum eleştiri konusu da olmamaktadır.
Bir medeniyetin bireyleri olarak kadim kültürden gelen metinlerin içinde kendine ait olanı anlatan ecdad, maddi ve manevi hallerine dair söyleyeceklerini Leyla vü Mecnun mesnevileri gibi aşka dair metinlerle de anlatmaya çalışmışlardır. Bu mesnevi, Leyla vü Mecnun, yüzyıllardır yazıldıkları dönemlerin bazı dil ve anlatım özelliklerini de içinde barındırarak tekrar tekrar kaleme alınmış ve öyle ki hala alınmaktadır. Aynı şekilde mesnevinin ilgi çeken olay örgüsü ve kahramanları klasik Türk şiirinin temel nazım şekli olan gazelin de yüzyıllarca en önemli konularından biri haline gelmiştir.
Bu çalışmada incelemeye tabi tutulan 42 divanın gazellerindeki, ‘Leyla' -Leyla vü Mecnun mesnevisi içinde yer alan kadın kahraman- üzerine bir tarama yapılmıştır. Bu divanlardaki Leyla'nın geçtiği bütün beyitlerin her biri esere alınmaya çalışılmıştır. Yapılageldiği gibi şairlerin gazellerinde kendilerini Mecnunluk iddiasıyla ifade etmelerini ya da Mecnun'un mesnevilerdeki ‘hal'lerine dair çözümleme yapmak tercih edilmemiştir. Sanatkârların Leyla'yı şiirlerinde geleneğin getirisi ya da şahsi tercihleri doğrultusunda yüzyıllar boyunca hangi ‘anlam birlikleriyle' ve ‘nasıl' kullanıldığı, Leyla'nın gazellerdeki ele alınışındaki yüzyıllara göre varsa değişim veya sıklık, kadın olarak Leyla'nın gazellerdeki durumu, bunun sosyal anlamı ön plana çıkarılarak bir değerlendirme yapılmıştır. Çalışmada aşk kavramı ile özdeş konu bütünlüğü içinde ele alınan Leyla'nın varlığının her şairin gazelinde farklılık arz edeceği düşüncesiyle, bir kimlik olarak ya da mazmunların çağrıştırdıklarıyla Leyla, gazellerdeki beyitlerde benzer nitelikte tekrarlansa da çalışmaya alınarak incelemeye tabi tutulmuştur.
Bu divanlardaki gazellerde araştırmaya konu olan bütün gazel beyitlerindeki ilk dikkat, şiir-şair-dönem-anlam arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Ayrıca sanatkârların sadece bu isim ya da kahraman üzerinden aynı divanda onlarca beyit söylemelerinin ya da tam tersi Leyla'ya dikkat çekici oranda ilgisiz kalmaları üzerine değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Kısaca şairlerin Leyla'yı zamanın durdurulamayan akışıyla beraber artarak ya da azalarak gazellerinde anlama dayalı olarak ele almalarındaki sebepleri, bir şairin diğer şairlerle aynılıkları ya da farklılıkları beyitlerdeki varlık sebepleri içinde incelenmiştir. Şairlerin eserde metinlerden yola çıkılarak, şaire ve döneme göre bir Leyla sorgulaması yapılmıştır.
Güzel sanatlar, insana ait olan kalbi ve zihni dünyanın muhtelif vasıtalarla dışa vurumunu sağlar. Güzel sanatların bütün dallarından insanın kendini ifade etme araçlardan biri, belki de en önemlisi edebiyattır. Edebi metinler, tür ve metot farketmeden, ilk defa ortaya çıktığından beri varlığını anlamlandırma çabası içindeki insan için vazgeçilmez ifade yollarından biri haline gelmiştir. Kültür ve medeniyet ayırımına girmeden bakıldığında oluşturulan metinlerin, insanın ‘kendine dair' olanları yansıttığı ilk yapılacak tespitlerdendir. Bununla beraber her kültürün belli öğretileri ihtiva eden, farklı tür ve nitelikte eserlerinin varlığı muhakkaktır. İnandığını, öğrendiğini, düşündüğünü ya da yaşadığını okurla paylaşmaya her dönemde hazır olan hatta bunu görev bilen sanatkâr, ilk önce, içinden çıktığı topluma belki de bütün insanlığa mesaj niteliğindeki ifadelerini, üslubundaki farklılıkları kullanarak aktarmayı tercih eder. Muhtelif anlatım vasıtalarını kullanarak ortaya çıkarılan eserlerde türler arasında olduğu kadar benzer metinler arasında da alışverişler söz konusu olabilmektedir. Bahsedilen alışverişin belli sıklıkta ve düzende olması kabul edilebilir hatta üzerinde değerlendirme yapmak için uygun görülürken, bu durum eleştiri konusu da olmamaktadır.
Bir medeniyetin bireyleri olarak kadim kültürden gelen metinlerin içinde kendine ait olanı anlatan ecdad, maddi ve manevi hallerine dair söyleyeceklerini Leyla vü Mecnun mesnevileri gibi aşka dair metinlerle de anlatmaya çalışmışlardır. Bu mesnevi, Leyla vü Mecnun, yüzyıllardır yazıldıkları dönemlerin bazı dil ve anlatım özelliklerini de içinde barındırarak tekrar tekrar kaleme alınmış ve öyle ki hala alınmaktadır. Aynı şekilde mesnevinin ilgi çeken olay örgüsü ve kahramanları klasik Türk şiirinin temel nazım şekli olan gazelin de yüzyıllarca en önemli konularından biri haline gelmiştir.
Bu çalışmada incelemeye tabi tutulan 42 divanın gazellerindeki, ‘Leyla' -Leyla vü Mecnun mesnevisi içinde yer alan kadın kahraman- üzerine bir tarama yapılmıştır. Bu divanlardaki Leyla'nın geçtiği bütün beyitlerin her biri esere alınmaya çalışılmıştır. Yapılageldiği gibi şairlerin gazellerinde kendilerini Mecnunluk iddiasıyla ifade etmelerini ya da Mecnun'un mesnevilerdeki ‘hal'lerine dair çözümleme yapmak tercih edilmemiştir. Sanatkârların Leyla'yı şiirlerinde geleneğin getirisi ya da şahsi tercihleri doğrultusunda yüzyıllar boyunca hangi ‘anlam birlikleriyle' ve ‘nasıl' kullanıldığı, Leyla'nın gazellerdeki ele alınışındaki yüzyıllara göre varsa değişim veya sıklık, kadın olarak Leyla'nın gazellerdeki durumu, bunun sosyal anlamı ön plana çıkarılarak bir değerlendirme yapılmıştır. Çalışmada aşk kavramı ile özdeş konu bütünlüğü içinde ele alınan Leyla'nın varlığının her şairin gazelinde farklılık arz edeceği düşüncesiyle, bir kimlik olarak ya da mazmunların çağrıştırdıklarıyla Leyla, gazellerdeki beyitlerde benzer nitelikte tekrarlansa da çalışmaya alınarak incelemeye tabi tutulmuştur.
Bu divanlardaki gazellerde araştırmaya konu olan bütün gazel beyitlerindeki ilk dikkat, şiir-şair-dönem-anlam arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Ayrıca sanatkârların sadece bu isim ya da kahraman üzerinden aynı divanda onlarca beyit söylemelerinin ya da tam tersi Leyla'ya dikkat çekici oranda ilgisiz kalmaları üzerine değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Kısaca şairlerin Leyla'yı zamanın durdurulamayan akışıyla beraber artarak ya da azalarak gazellerinde anlama dayalı olarak ele almalarındaki sebepleri, bir şairin diğer şairlerle aynılıkları ya da farklılıkları beyitlerdeki varlık sebepleri içinde incelenmiştir. Şairlerin eserde metinlerden yola çıkılarak, şaire ve döneme göre bir Leyla sorgulaması yapılmıştır.