Gustav Klimt 20. yüzyılın başında, belle epoque diye anılan dönemin büyüleyici kenti Viyana'da doğup büyüdü. O dönemde, iki milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın dördüncü büyük kenti olan Viyana, hiçbir yerde benzeri olmayan bir kültüri lkbaharı yaşıyordu. Gerçeklik ile yanılsama, geleneksel ile modern arasında kalan sanatçılar ve aydınlar, olağanüstü bir yaratıcılık sergiliyorlardı. Gösterişçilikleri, görkemli şölenleri ve ölçüsüz zevk düşkünlükleriyle bilinen kentsoylular, kentin kültürü üzerinde katalizör etkisi görüyordu. Klimt'in sanatı işte bu laboratuvar'da gelişti. İmgelemi, ölümün de fazlasıyla ayırdında olmak koşuluyla, yaşamla tepeleme doluydu.
Gustav Klimt 20. yüzyılın başında, belle epoque diye anılan dönemin büyüleyici kenti Viyana'da doğup büyüdü. O dönemde, iki milyonluk nüfusuyla Avrupa'nın dördüncü büyük kenti olan Viyana, hiçbir yerde benzeri olmayan bir kültüri lkbaharı yaşıyordu. Gerçeklik ile yanılsama, geleneksel ile modern arasında kalan sanatçılar ve aydınlar, olağanüstü bir yaratıcılık sergiliyorlardı. Gösterişçilikleri, görkemli şölenleri ve ölçüsüz zevk düşkünlükleriyle bilinen kentsoylular, kentin kültürü üzerinde katalizör etkisi görüyordu. Klimt'in sanatı işte bu laboratuvar'da gelişti. İmgelemi, ölümün de fazlasıyla ayırdında olmak koşuluyla, yaşamla tepeleme doluydu.