İşletmelerin faaliyetlerine ait bilgiler ve bilgilerin faaliyet dönemleri sonunda mali tablolar aracılığı ile işletme yönetimi tarafından toplumun birçok kesimine sunulması, işletme içi ve işletme dışı kurum ve kişiler açısından önemlidir. Geçen yüzyılın son on yılına kadar finansal tablolar işletmelerin faaliyet sonuçlarının değerlendirilmesinde tek kaynak iken, 1990'ların başlarından itibaren mali tablolar işletme başarısını ve gelecek hedeflerini yalnız raporlamakta yetersiz kalmıştır.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK) ile getirilen yeniliklerden kuşkusuz en önemlisi şirketlerin bağımsız denetime tabi tutulmasıdır. Yeni TTK'nın denetleme başlıklı 397 ve 406. maddeleri arasında şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağı belirtildikten sonra bağımsız denetim ve bağımsız deneticiye ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (660 sayılı KHK) ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) kurulmuş, denetimin kapsam, biçim ve standartları ile denetici ve denetim kuruluşları ile denetçilik mesleğinin etik ilke ve kurallarını belirleme yetkisi bu Kurum'a verilmiştir.
Batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma olan konkordato denir. Elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan dürüst borçluları korumak için kabul edilmiş bir hukuki çözümdür.
Konkordato başvurusu Türkiye'de, iflas ertelemenin kullanılmaya başlandığı son 12 yıldan bu yana yok denecek kadar az. Buda konkordatonun uygulaması zor ve riskli bir yöntem olmasından kaynaklanmaktadır. Konkordatoda, mali sıkıntıya giren şirket icra hukuk mahkemesine başvurmaktadır. İflas ertelemede süre 1 yıl olmasına karşın konkordatoda 3 aylık süre tanınmaktadır.
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun 14.02.2019 tarih ve 75935942-050.01.04-[01/71] sayılı Kurul kararında, 2004 sayılı Kanunun 286/1-(e) maddesi ve Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılacak denetim sonucunda düzenlenecek Konkordato Ön Projesine İlişkin Bağımsız Makul Güvence Raporu örneğine yer verilmiştir. Raporda bağımsız denetçi tarafından yapılacak değerlendirmeler ve ulaşılacak sonuçlara göre aşağıdaki verilere yer verilmesi ve görüş bildirilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Bu Eser, Konkordato sürecinde “Makul Güvence Denetimlerinin” Bağımsız Denetim Güvence Denetim Standartları ve Konkordato Hukuku açısından nasıl ele alınacağını örnek uygulamalar ile ele almaktadır.
İşletmelerin faaliyetlerine ait bilgiler ve bilgilerin faaliyet dönemleri sonunda mali tablolar aracılığı ile işletme yönetimi tarafından toplumun birçok kesimine sunulması, işletme içi ve işletme dışı kurum ve kişiler açısından önemlidir. Geçen yüzyılın son on yılına kadar finansal tablolar işletmelerin faaliyet sonuçlarının değerlendirilmesinde tek kaynak iken, 1990'ların başlarından itibaren mali tablolar işletme başarısını ve gelecek hedeflerini yalnız raporlamakta yetersiz kalmıştır.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK) ile getirilen yeniliklerden kuşkusuz en önemlisi şirketlerin bağımsız denetime tabi tutulmasıdır. Yeni TTK'nın denetleme başlıklı 397 ve 406. maddeleri arasında şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağı belirtildikten sonra bağımsız denetim ve bağımsız deneticiye ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (660 sayılı KHK) ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) kurulmuş, denetimin kapsam, biçim ve standartları ile denetici ve denetim kuruluşları ile denetçilik mesleğinin etik ilke ve kurallarını belirleme yetkisi bu Kurum'a verilmiştir.
Batık durumdaki şirketlerin borçlarını karşılayabilecekleri koşullar dahilinde ödemek için alacaklılarıyla yaptıkları anlaşma olan konkordato denir. Elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve mali durumu bozulmuş olan dürüst borçluları korumak için kabul edilmiş bir hukuki çözümdür.
Konkordato başvurusu Türkiye'de, iflas ertelemenin kullanılmaya başlandığı son 12 yıldan bu yana yok denecek kadar az. Buda konkordatonun uygulaması zor ve riskli bir yöntem olmasından kaynaklanmaktadır. Konkordatoda, mali sıkıntıya giren şirket icra hukuk mahkemesine başvurmaktadır. İflas ertelemede süre 1 yıl olmasına karşın konkordatoda 3 aylık süre tanınmaktadır.
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun 14.02.2019 tarih ve 75935942-050.01.04-[01/71] sayılı Kurul kararında, 2004 sayılı Kanunun 286/1-(e) maddesi ve Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkında Yönetmelik kapsamında yapılacak denetim sonucunda düzenlenecek Konkordato Ön Projesine İlişkin Bağımsız Makul Güvence Raporu örneğine yer verilmiştir. Raporda bağımsız denetçi tarafından yapılacak değerlendirmeler ve ulaşılacak sonuçlara göre aşağıdaki verilere yer verilmesi ve görüş bildirilmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Bu Eser, Konkordato sürecinde “Makul Güvence Denetimlerinin” Bağımsız Denetim Güvence Denetim Standartları ve Konkordato Hukuku açısından nasıl ele alınacağını örnek uygulamalar ile ele almaktadır.