“Tanrı sustuğunda,” dedi bu kez büyükannem, “insanlar O'nun adına konuşurlar...”
“Merakını gideremeyen bir kalabalık her zaman tehlikelidir. Böyle bir kitleyi galeyana getirmek çok kolay, ancak sakinleştirmek hayli zordur. Zaten aşağı yukarı tüm devrimlerin kısa bir özeti de budur.”
“Kader,” dedi, “En beklenmedik anda, sana bir sürpriz sunmuyorsa, ona ancak kara yazı denir...” “Cehennem, insanların korkularıyla yüzleşmesinden başka bir şey değildir...”
Kulaklarımızı kapatırız kimi zaman duymak istemediklerimiz için. Hayatın ise mutlaka başka bir planı vardır. Bazen bir baba-oğul arasında yılların kayıp özlemini telafi etmek için özenle paketlenen Pastırımka balığında, bazen de tam yedi yüz otuz sekiz gün boyunca ağacı kesmesinler diye üzerinde oturan kadının sabrındadır duymamız gereken. Yusuf Reha Alp'in kaleminden dökülen öyküler kendini aşıp okurla konuşmanın, bir iç sesin yankılanışı. Hayatın sıradan seyrinde soru soran, başkaldıran öyküler… Konuşan Öyküler'i dinlemeye hazır mısınız?
“Tanrı sustuğunda,” dedi bu kez büyükannem, “insanlar O'nun adına konuşurlar...”
“Merakını gideremeyen bir kalabalık her zaman tehlikelidir. Böyle bir kitleyi galeyana getirmek çok kolay, ancak sakinleştirmek hayli zordur. Zaten aşağı yukarı tüm devrimlerin kısa bir özeti de budur.”
“Kader,” dedi, “En beklenmedik anda, sana bir sürpriz sunmuyorsa, ona ancak kara yazı denir...” “Cehennem, insanların korkularıyla yüzleşmesinden başka bir şey değildir...”
Kulaklarımızı kapatırız kimi zaman duymak istemediklerimiz için. Hayatın ise mutlaka başka bir planı vardır. Bazen bir baba-oğul arasında yılların kayıp özlemini telafi etmek için özenle paketlenen Pastırımka balığında, bazen de tam yedi yüz otuz sekiz gün boyunca ağacı kesmesinler diye üzerinde oturan kadının sabrındadır duymamız gereken. Yusuf Reha Alp'in kaleminden dökülen öyküler kendini aşıp okurla konuşmanın, bir iç sesin yankılanışı. Hayatın sıradan seyrinde soru soran, başkaldıran öyküler… Konuşan Öyküler'i dinlemeye hazır mısınız?