'Korsan' denilince akla kötü şeyler geliyor ama aslında en parlak dönemlerini 16. yüzyılda yaşayan, Akdeniz ve Atlantik'in batı kıyılarını haraca kesen, İngiltere, İrlanda, İzlanda'ya kadar akınlar yapıp, Londra'nın Thames Nehri'ne kadar girmekten çekinmeyen Faslı ve Cezayirli korsanlar gerçekten çok ilginç bir topluluktu. Çoğu Avrupalı, özellikle de Hollanda kökenli olan bu korsanlar, Müslümanlığı kabul ederek "Dönme" oluyorlardı. Barbaros'tan Murat Reİs'e kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü kaptan-ı deryaları hep bu "dönme" denizcilerdi. Osmanlı onları, onlar da Osmanlı'yı kullanarak, yüzlerce yıl Akdeniz'e egemen oldular.
Özgürlüklerine tutkun bu denizcilerin en ünlü sığınağı Atlantik kıyısındaki Sale, bugünkü Rabat kentiydi. Sale ve ele geçirdikleri diğer kentleri bir tür cumhuriyet ve demokrasi olarak örgütleyen korsanlar, yönetimi komünler, yani divanlar aracılığıyla sağlar, başkanlarını da seçimle belirlerlerdi. Korsan gemileri gerçek birer cumhuriyet, her gemi ya da filo bağımsız bir yüzen demokrasiydi.
Özellikle öne çıkan Sale Cumhuriyeti'nin İngiltere, Amerika ve Fransa'daki devrimlerden önce gelmesine dikkat çekilen bu kitapta, demokrasi ve cumhuriyetin tarihsel gelişim sürecini Sale, İngiltere, Amerika, Fransa şeklinde değiştirmeli miyiz, diye soruluyor.
Avrupalılar için biraz utanç verici bir fikir olsa da, demokrasinin ataları Mağribi korsanlar ile İslamiyet'i sonradan kabul edenler olabilir mi?
Korsanlar, demokrasi, cumhuriyet üzerine aykırı fikirler, kışkırtıcı değerlendirmeler...
'Korsan' denilince akla kötü şeyler geliyor ama aslında en parlak dönemlerini 16. yüzyılda yaşayan, Akdeniz ve Atlantik'in batı kıyılarını haraca kesen, İngiltere, İrlanda, İzlanda'ya kadar akınlar yapıp, Londra'nın Thames Nehri'ne kadar girmekten çekinmeyen Faslı ve Cezayirli korsanlar gerçekten çok ilginç bir topluluktu. Çoğu Avrupalı, özellikle de Hollanda kökenli olan bu korsanlar, Müslümanlığı kabul ederek "Dönme" oluyorlardı. Barbaros'tan Murat Reİs'e kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü kaptan-ı deryaları hep bu "dönme" denizcilerdi. Osmanlı onları, onlar da Osmanlı'yı kullanarak, yüzlerce yıl Akdeniz'e egemen oldular.
Özgürlüklerine tutkun bu denizcilerin en ünlü sığınağı Atlantik kıyısındaki Sale, bugünkü Rabat kentiydi. Sale ve ele geçirdikleri diğer kentleri bir tür cumhuriyet ve demokrasi olarak örgütleyen korsanlar, yönetimi komünler, yani divanlar aracılığıyla sağlar, başkanlarını da seçimle belirlerlerdi. Korsan gemileri gerçek birer cumhuriyet, her gemi ya da filo bağımsız bir yüzen demokrasiydi.
Özellikle öne çıkan Sale Cumhuriyeti'nin İngiltere, Amerika ve Fransa'daki devrimlerden önce gelmesine dikkat çekilen bu kitapta, demokrasi ve cumhuriyetin tarihsel gelişim sürecini Sale, İngiltere, Amerika, Fransa şeklinde değiştirmeli miyiz, diye soruluyor.
Avrupalılar için biraz utanç verici bir fikir olsa da, demokrasinin ataları Mağribi korsanlar ile İslamiyet'i sonradan kabul edenler olabilir mi?
Korsanlar, demokrasi, cumhuriyet üzerine aykırı fikirler, kışkırtıcı değerlendirmeler...