New York Metrosu'nun altındaki tünellerde binlerce insanın yaşadığını biliyor muydunuz? New York'un göz kamaştırıcı yaşamının bir yüzünün de bu olduğu pek bilinmiyor. Bu Köstebek insanların büyük çoğunluğu tabii ki evsiz olduğu için, zorunlu kaldığından metronun yedi kat altına kadar iniyor. Ama bir kısmı da yukarıdaki "acımasız ve soğuk dünyaya" karşı yeraltında "alternatif bir dünya" oluşturmak üzere metro tünellerine geliyor ve her şeyi ortaklaşa yaptıkları bir takım komünler kuruyorlar. Haftalarca, aylarca yukarı çıkmadan yeraltında yaşayanlar olduğu gibi, her gün yukarıdaki işine gidip, akşam yeraltına dönenler de var. Seçilmiş yöneticileriyle kendi kendilerini yöneten komünler çaresiz insanlara gerçekten yeni bir yaşam sundukları gibi, akıl almaz bir sefalet ve acımasızlık içinde hayatta kalmaya çalışırken 'hat tavşanları' dedikleri sıçanları yiyenler de var...
90'lı yılların başında tesadüfen bu dünyadan haberdar olan genç kadın gazeteci Jennifer Toth, bir yılı aşkın bir süre New York Metrosu'nun altındaki tünellerde dolaşarak, pek çok topluluğu ve komünü ziyaret edip, dostluklar kurarak, yeraltındaki bu karanlık ve bilinmeyen dünyayı gün ışığına çıkaran bu araştırmayı ve öyküleri hazırladı.
Washington Post'un deyişiyle, "cesur bir yürek ve dinlemeye hazır bir kafa" ile yeraltına indi; Los Angeles Times'in dediği gibi, "Sokakların altındaki kenti gözümüzün önüne getirdi."
New York Metrosu'nun altındaki tünellerde binlerce insanın yaşadığını biliyor muydunuz? New York'un göz kamaştırıcı yaşamının bir yüzünün de bu olduğu pek bilinmiyor. Bu Köstebek insanların büyük çoğunluğu tabii ki evsiz olduğu için, zorunlu kaldığından metronun yedi kat altına kadar iniyor. Ama bir kısmı da yukarıdaki "acımasız ve soğuk dünyaya" karşı yeraltında "alternatif bir dünya" oluşturmak üzere metro tünellerine geliyor ve her şeyi ortaklaşa yaptıkları bir takım komünler kuruyorlar. Haftalarca, aylarca yukarı çıkmadan yeraltında yaşayanlar olduğu gibi, her gün yukarıdaki işine gidip, akşam yeraltına dönenler de var. Seçilmiş yöneticileriyle kendi kendilerini yöneten komünler çaresiz insanlara gerçekten yeni bir yaşam sundukları gibi, akıl almaz bir sefalet ve acımasızlık içinde hayatta kalmaya çalışırken 'hat tavşanları' dedikleri sıçanları yiyenler de var...
90'lı yılların başında tesadüfen bu dünyadan haberdar olan genç kadın gazeteci Jennifer Toth, bir yılı aşkın bir süre New York Metrosu'nun altındaki tünellerde dolaşarak, pek çok topluluğu ve komünü ziyaret edip, dostluklar kurarak, yeraltındaki bu karanlık ve bilinmeyen dünyayı gün ışığına çıkaran bu araştırmayı ve öyküleri hazırladı.
Washington Post'un deyişiyle, "cesur bir yürek ve dinlemeye hazır bir kafa" ile yeraltına indi; Los Angeles Times'in dediği gibi, "Sokakların altındaki kenti gözümüzün önüne getirdi."