Bir amaç uğunda ilerlerken, kendin ve inançların dışında, hiçkimseye ve hiçbir şeye ihtiyacın olmadığına inandığın an, herkesin ve her şeyin, yönünü sana çevirdiklerini göreceksin... Çünkü hayatın, inandıklarındır.
Sen ve inanç...
Kuantum, gerçek dediğimiz her şeyin, koca bir yanılsama olduğunu söylüyor... Senin tarafından an bean yaratılan bir illüzyon! Tıpkı, Matrix filmindeki Morpheus'un söylediği gibi, "Hiç gerçek olduğuna inandığın bir rüya gördün mü Neo? Ya o rüyadan uyanamasaydın, gerçek dünyayla düşler dünyası arasındaki farkı nasıl anlardın?"
Gerçek dediğimiz her ne varsa, beş duyu organımız vasıtasıyla algılanan elektromanyetik enerji dalgalarının, ilgili beyin merkezindeki yorumudur!
Sen ve inancın = Gerçeğin.. İşte bu kitap, yerinde gülümseterek ve eğlendirerek, yerinde acılarını hatırlatarak, yerinde heyecanlandırarak ve ara sıra da derinliklere daldırarak ama mutlaka sana bol bol oksijen olup nefes aldırarak, hem bol keyfli ve eğlenceli bir macera gösterisi ve hem de kendinden çok şeyler bulabileceğin, yaşanmışlıklardan oluşan renkli içeriğiyle ve de su gibi içip sindirebileceğin anlatım tarzıyla, kendi hayatının yaratıcısı olan senin, inançlarınla hayatını nasıl da şekillendirdiğini, an bean nasıl da yaratım halinde olduğunu anlatarak, "hayat" dediğimiz melodiyi tüm notalarıyla çalıyor... Bu gerçekliği var edenin, senin bizatihi kendi varlığın, yani "sen" olduğunu söylüyor...
Sen varsan var bu dünya! Sen varsan ailen var, sen varsan bankadaki paran değerli, sen varsan bindiğin araban, yaşadığın evin, yediklerin, giydiklerin, içtiklerin hepsi, sen varsan var ve seninle "anlamlı"lar... Senin olmadığın bir dünya kalır mı sanıyorsun geride? İşte bu kitap, bu gerçeği anlatıyor dilinin döndüğünce! Tıpkı, Ömer Hayyamın bu gerçeği özetlemesi gibi dizelerinde;
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok!
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok!
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok!
Ben düşündükçe var dünya! Ben yok, o da yok
Bir amaç uğunda ilerlerken, kendin ve inançların dışında, hiçkimseye ve hiçbir şeye ihtiyacın olmadığına inandığın an, herkesin ve her şeyin, yönünü sana çevirdiklerini göreceksin... Çünkü hayatın, inandıklarındır.
Sen ve inanç...
Kuantum, gerçek dediğimiz her şeyin, koca bir yanılsama olduğunu söylüyor... Senin tarafından an bean yaratılan bir illüzyon! Tıpkı, Matrix filmindeki Morpheus'un söylediği gibi, "Hiç gerçek olduğuna inandığın bir rüya gördün mü Neo? Ya o rüyadan uyanamasaydın, gerçek dünyayla düşler dünyası arasındaki farkı nasıl anlardın?"
Gerçek dediğimiz her ne varsa, beş duyu organımız vasıtasıyla algılanan elektromanyetik enerji dalgalarının, ilgili beyin merkezindeki yorumudur!
Sen ve inancın = Gerçeğin.. İşte bu kitap, yerinde gülümseterek ve eğlendirerek, yerinde acılarını hatırlatarak, yerinde heyecanlandırarak ve ara sıra da derinliklere daldırarak ama mutlaka sana bol bol oksijen olup nefes aldırarak, hem bol keyfli ve eğlenceli bir macera gösterisi ve hem de kendinden çok şeyler bulabileceğin, yaşanmışlıklardan oluşan renkli içeriğiyle ve de su gibi içip sindirebileceğin anlatım tarzıyla, kendi hayatının yaratıcısı olan senin, inançlarınla hayatını nasıl da şekillendirdiğini, an bean nasıl da yaratım halinde olduğunu anlatarak, "hayat" dediğimiz melodiyi tüm notalarıyla çalıyor... Bu gerçekliği var edenin, senin bizatihi kendi varlığın, yani "sen" olduğunu söylüyor...
Sen varsan var bu dünya! Sen varsan ailen var, sen varsan bankadaki paran değerli, sen varsan bindiğin araban, yaşadığın evin, yediklerin, giydiklerin, içtiklerin hepsi, sen varsan var ve seninle "anlamlı"lar... Senin olmadığın bir dünya kalır mı sanıyorsun geride? İşte bu kitap, bu gerçeği anlatıyor dilinin döndüğünce! Tıpkı, Ömer Hayyamın bu gerçeği özetlemesi gibi dizelerinde;
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok!
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok!
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok!
Ben düşündükçe var dünya! Ben yok, o da yok