''Küçük Devletlerden Sakının”, Rus anarşist Bakunin'in aslında Avrupa bağlamında ileri sürdüğü, ama David Hirst'ün tam da Lübnan örneğinde mükemmel bir karşılık bulduğunu ortaya koyduğu olguya işaret ediyor: Bu türden küçük siyasi yapıların tuhaf bir şekilde sadece büyük yapıların tasarrufları nedeniyle mağdur olmaları değil ama aynı zamanda kendilerine eziyet çektiren büyük yapılar için sorun kaynağı olmaları olgusuna.
Lübnan tarihini eksiksiz biçimde ele alan bu kitap için Newsweek “Bölgeyi gerçek anlamda tanıyan bir yazar tarafından kaleme alınmış ve büyük resmi kapsamlı bir şekilde aktaran bir anlatım.” derken, Economist “Hirst önemli açıklamaları kaçırmadığı gibi kelimeleri de hünerli bir şekilde dans ettiriyor.” diyor. Fawaz A. Gerges de “Böyle bir kitabı yazma becerisine David Hirst kadar sahip olan insanların sayısı çok azdır” şeklinde görüş belirtiyor.
Hirst'ün bu övgüleri almasında şüphesiz, hayatının 50 yıllık dönemini “sahada”, Beyrut'ta geçirmiş olması, bu sürede Ortadoğu meselelerine ilgi duyanların güven ve saygısını kazanması, Arapça bilgisi, çalışmasında gösterdiği titizlik kadar görüşlerini cesurca dile getirmesi de yer alıyor.
''Küçük Devletlerden Sakının”, Rus anarşist Bakunin'in aslında Avrupa bağlamında ileri sürdüğü, ama David Hirst'ün tam da Lübnan örneğinde mükemmel bir karşılık bulduğunu ortaya koyduğu olguya işaret ediyor: Bu türden küçük siyasi yapıların tuhaf bir şekilde sadece büyük yapıların tasarrufları nedeniyle mağdur olmaları değil ama aynı zamanda kendilerine eziyet çektiren büyük yapılar için sorun kaynağı olmaları olgusuna.
Lübnan tarihini eksiksiz biçimde ele alan bu kitap için Newsweek “Bölgeyi gerçek anlamda tanıyan bir yazar tarafından kaleme alınmış ve büyük resmi kapsamlı bir şekilde aktaran bir anlatım.” derken, Economist “Hirst önemli açıklamaları kaçırmadığı gibi kelimeleri de hünerli bir şekilde dans ettiriyor.” diyor. Fawaz A. Gerges de “Böyle bir kitabı yazma becerisine David Hirst kadar sahip olan insanların sayısı çok azdır” şeklinde görüş belirtiyor.
Hirst'ün bu övgüleri almasında şüphesiz, hayatının 50 yıllık dönemini “sahada”, Beyrut'ta geçirmiş olması, bu sürede Ortadoğu meselelerine ilgi duyanların güven ve saygısını kazanması, Arapça bilgisi, çalışmasında gösterdiği titizlik kadar görüşlerini cesurca dile getirmesi de yer alıyor.