Fransız yazar-pilot Antoine de Saint-Exupery tarafından bir otel odasında kaleme alınan Küçük Prens 1943'te yayınlandığı günden bugüne kadar yaklaşık 250 dile çevrildi ve milyonlarca okur tarafından ilgiyle okundu ve büyük beğeni kazandı. Kutsal kitaplardan sonra en çok okunan-basılan kitap oldu. Exupery, Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasını anlatır. Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan hikâyede Küçük Prens'in ağzından yazar, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları saf çocuk bakışını vurgular.
"Küçük Prens, kendi türünde biricik kitap olma özelliğini hala taşıyor, ne var ki sevenlerin çokluğu gözümü korkutmuyor değil.”
- Tomris Uyar
“Küçük bir gezegeni vardır Küçük Prens'in. İşte, uzayda bir gezegen. Ama nasıl küçük! El kadar bir yer. Küçük Prens de küçük elbet. Altın saçlı bir çocuk. Bir yanardağı, bir koyunu var, bir de çiçeği. Her sabah yanardağının lavlarını süpürüyor, koyununa ot veriyor, çiçeğini suluyor. Sonra bir gün, aklına esiyor, uzayda yolculuğa çıkıyor. Ayrı ayrı gezegenlerde bir sürü adama rastlıyor. Kürklü, kırmızı giysili bir kral; kendini beğenmiş bir adam; utandığı için içen, içtiği için de utanan bir sarhoş; sürekli olarak sayılarla uğraşan, para hesapları yapan bir işadamı; bir sokak feneri bekçisi... Bu arada Küçük Prens'in yolu Dünya'ya düşmez mi?”
- Cemal Süreya
Fransız yazar-pilot Antoine de Saint-Exupery tarafından bir otel odasında kaleme alınan Küçük Prens 1943'te yayınlandığı günden bugüne kadar yaklaşık 250 dile çevrildi ve milyonlarca okur tarafından ilgiyle okundu ve büyük beğeni kazandı. Kutsal kitaplardan sonra en çok okunan-basılan kitap oldu. Exupery, Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasını anlatır. Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan hikâyede Küçük Prens'in ağzından yazar, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları saf çocuk bakışını vurgular.
"Küçük Prens, kendi türünde biricik kitap olma özelliğini hala taşıyor, ne var ki sevenlerin çokluğu gözümü korkutmuyor değil.”
- Tomris Uyar
“Küçük bir gezegeni vardır Küçük Prens'in. İşte, uzayda bir gezegen. Ama nasıl küçük! El kadar bir yer. Küçük Prens de küçük elbet. Altın saçlı bir çocuk. Bir yanardağı, bir koyunu var, bir de çiçeği. Her sabah yanardağının lavlarını süpürüyor, koyununa ot veriyor, çiçeğini suluyor. Sonra bir gün, aklına esiyor, uzayda yolculuğa çıkıyor. Ayrı ayrı gezegenlerde bir sürü adama rastlıyor. Kürklü, kırmızı giysili bir kral; kendini beğenmiş bir adam; utandığı için içen, içtiği için de utanan bir sarhoş; sürekli olarak sayılarla uğraşan, para hesapları yapan bir işadamı; bir sokak feneri bekçisi... Bu arada Küçük Prens'in yolu Dünya'ya düşmez mi?”
- Cemal Süreya