“İyi ki sadece kızlarımız kaldı çünkü bizim ailede erkekler sevmedikleri kadınlarla evleniyorlar. Ermoza ailesinin erkekleri, Gabriella, ağızlarından ‘sevgi' lafını çıkarmazlar, kendi kendilerine bile. Ama kalbi kıran sevgi, Gabriella, içinde sevgi olmayan sevgi, işte ondan bizim ailede bulunur, Tanrı bizden o tür sevgiyi esirgemedi.”
Üç kuşaktır ailesinin yakasını bırakmayan lanet Kudüs'ün en güzel kızı olarak görülen Luna'yı da bulur. Sevgisiz bir evlilikten doğan Luna'nın kendisi de başka bir kadını unutmak için onunla evlenen kocasıyla yaşamaya mahkûm olur. Bombalı bir saldırı sonrası ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede gerçek aşkını bulan Luna, gizli ilişkisini tekerlekli sandalyeye mahkûm sevgilisi ölene kadar sürdürecektir. Kudüs Güzeli, Kudüs'teki Sefarad cemaatinin üyelerinden Ermoza ailesinin, yirminci yüzyılın başında Osmanlı yönetimi altındaki yaşamından; İngiliz Mandası dönemine, İsrail'in kuruluşuna ve yetmişli yılların başına kadar olan hikâyesini teatral bir dille anlatıyor. Luna'nın kızı Gabriella'nın ağzından o günlerde Kudüs'teki renkli yaşama tanıklık edecek, kaçırılmış fırsatların acı soğuğunu ve aşkın sıcağını iliklerinizde hissedeceksiniz.
“İyi ki sadece kızlarımız kaldı çünkü bizim ailede erkekler sevmedikleri kadınlarla evleniyorlar. Ermoza ailesinin erkekleri, Gabriella, ağızlarından ‘sevgi' lafını çıkarmazlar, kendi kendilerine bile. Ama kalbi kıran sevgi, Gabriella, içinde sevgi olmayan sevgi, işte ondan bizim ailede bulunur, Tanrı bizden o tür sevgiyi esirgemedi.”
Üç kuşaktır ailesinin yakasını bırakmayan lanet Kudüs'ün en güzel kızı olarak görülen Luna'yı da bulur. Sevgisiz bir evlilikten doğan Luna'nın kendisi de başka bir kadını unutmak için onunla evlenen kocasıyla yaşamaya mahkûm olur. Bombalı bir saldırı sonrası ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede gerçek aşkını bulan Luna, gizli ilişkisini tekerlekli sandalyeye mahkûm sevgilisi ölene kadar sürdürecektir. Kudüs Güzeli, Kudüs'teki Sefarad cemaatinin üyelerinden Ermoza ailesinin, yirminci yüzyılın başında Osmanlı yönetimi altındaki yaşamından; İngiliz Mandası dönemine, İsrail'in kuruluşuna ve yetmişli yılların başına kadar olan hikâyesini teatral bir dille anlatıyor. Luna'nın kızı Gabriella'nın ağzından o günlerde Kudüs'teki renkli yaşama tanıklık edecek, kaçırılmış fırsatların acı soğuğunu ve aşkın sıcağını iliklerinizde hissedeceksiniz.