Eyyûbîler bir asra yakın bir zaman Mısır merkez olmak üzere gerek Ortadoğu'nun gerekse de Kuzey Afrika, Arabistan ve Anadolu'nun kaderinde önemli izler bırakmış bir hanedanlıktır. Selahaddin Eyyûbî'nin dış mücadelelerde “cihad” vurgusu, iç meseleler de “Sünnî-İslâm” algısı ile şekillenen politik söylemi Eyyûbî Hanedanlığını Haçlılar karşısında başarılı ve bir o kadar da belirgin kılmıştır. Selahaddin'in ardılları döneminde onun çizdiği coğrafya ve Haçlılara karşı kırmızı çizgiler zaman zaman deformasyona uğrasa da büyük ölçüde korunmuştur. Melik Kâmil'den itibaren esneyen siyasî yaklaşım ve yumuşayan diplomasi dili Eyyûbî politik çizgisine Haçlılarla olan alışma ve tanıma sürecinin katkısı/sonucu olarak düşünülebilir. Ayrıca sonraki kuşakların kurucu kuşağa nazaran daha az şevkli ve biraz esnek/tavizkâr olması da yumuşayan bu diplomasi sürecini açıklar niteliktedir. Eyyûbî Hanedanlığı sınırları içerisinde gerçekleşen ve çok yönlü etkileşime sahne olan Haçlı Müslüman çekişmesi-savaşım, barışım ve ortak yaşama süreçlerini de ayrı düşünmemek kaydıyla-Avrupalı halkların Doğu topraklarına kesif seferler düzenlemesi neticesinde sonraki yüzyıllarda belirginleşen oryantalist çalışmaların da temelini atmıştır. Bilhassa Eyyûbîlerin Avrupalı denizci tüccarlara karşı ılımlı vergilendirme politikası Avrupalı milletlerin sonraki yüzyıllarda coğrafî keşif ve açılımlarına ilham/dayanak/birikim olmuştur.
Bu kitapta Ortaçağların önemli bir hanedanlığı olan Eyyûbîlerin Haçlılar karşısında var olma süreçlerini ve bu sürecin kaynaklar ışığında seyrini bulabilirsiniz. Çalışmamız Haçlıların Ortaçağ İslâm Tarihi açısından önemini göz önünde bulundurduğumuzda Eyyûbî devlet aklının “büyük düşman” Haçlılar karşısında nasıl işlediğini kavramak bakımından oldukça önemlidir. Ayrıca ele aldığımız tarih aralığına usulca eğilip, anlamaya/anlamlandırmaya odaklı bir zihinle bakıldığında: Çağın ruhunu bozmadan kadınların, çocukların, din adamlarının, kıtlıkların, söylemlerin, vergilerin (tüccarları unutmadan) ve dahi insan psikolojisinin genel tablodaki yerini pekâlâ görebilirsiniz.
Eyyûbîler bir asra yakın bir zaman Mısır merkez olmak üzere gerek Ortadoğu'nun gerekse de Kuzey Afrika, Arabistan ve Anadolu'nun kaderinde önemli izler bırakmış bir hanedanlıktır. Selahaddin Eyyûbî'nin dış mücadelelerde “cihad” vurgusu, iç meseleler de “Sünnî-İslâm” algısı ile şekillenen politik söylemi Eyyûbî Hanedanlığını Haçlılar karşısında başarılı ve bir o kadar da belirgin kılmıştır. Selahaddin'in ardılları döneminde onun çizdiği coğrafya ve Haçlılara karşı kırmızı çizgiler zaman zaman deformasyona uğrasa da büyük ölçüde korunmuştur. Melik Kâmil'den itibaren esneyen siyasî yaklaşım ve yumuşayan diplomasi dili Eyyûbî politik çizgisine Haçlılarla olan alışma ve tanıma sürecinin katkısı/sonucu olarak düşünülebilir. Ayrıca sonraki kuşakların kurucu kuşağa nazaran daha az şevkli ve biraz esnek/tavizkâr olması da yumuşayan bu diplomasi sürecini açıklar niteliktedir. Eyyûbî Hanedanlığı sınırları içerisinde gerçekleşen ve çok yönlü etkileşime sahne olan Haçlı Müslüman çekişmesi-savaşım, barışım ve ortak yaşama süreçlerini de ayrı düşünmemek kaydıyla-Avrupalı halkların Doğu topraklarına kesif seferler düzenlemesi neticesinde sonraki yüzyıllarda belirginleşen oryantalist çalışmaların da temelini atmıştır. Bilhassa Eyyûbîlerin Avrupalı denizci tüccarlara karşı ılımlı vergilendirme politikası Avrupalı milletlerin sonraki yüzyıllarda coğrafî keşif ve açılımlarına ilham/dayanak/birikim olmuştur.
Bu kitapta Ortaçağların önemli bir hanedanlığı olan Eyyûbîlerin Haçlılar karşısında var olma süreçlerini ve bu sürecin kaynaklar ışığında seyrini bulabilirsiniz. Çalışmamız Haçlıların Ortaçağ İslâm Tarihi açısından önemini göz önünde bulundurduğumuzda Eyyûbî devlet aklının “büyük düşman” Haçlılar karşısında nasıl işlediğini kavramak bakımından oldukça önemlidir. Ayrıca ele aldığımız tarih aralığına usulca eğilip, anlamaya/anlamlandırmaya odaklı bir zihinle bakıldığında: Çağın ruhunu bozmadan kadınların, çocukların, din adamlarının, kıtlıkların, söylemlerin, vergilerin (tüccarları unutmadan) ve dahi insan psikolojisinin genel tablodaki yerini pekâlâ görebilirsiniz.