Bu kitap öylesine kaleme alınmış bir Liderlik kitabı değildir. Yüzyıllar öncesinden dile gelmiş, hasreti, özlemi çekilmiş bir bir idealin, kaygının, duanın tekrar dile getirilişidir. Bundan yaklaşık 1400 yıl önce yaşamış ve adaleti ile tüm insanlığa örnek olmuş bir Kul Lider olan Hz. Ömer (ra) tarafından ifade edilmiş özlemin, duanın bugüne ulaşan bir yankısıdır.
Bakın o gün sahabe arkadaşlarına ne söylemişti Hz. Ömer (ra);
Zeyd bin Eslem'in babasından naklettiğine göre Ömer bin Hattab (ra) bir gün dostları ile otururken aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
Hz. Ömer (ra): "Eğer Allah (cc) tarafından kesin olarak kabul olunacağını bildiğiniz tek bir dua hakkınız olsaydı Allah'tan ne dilerdiniz?"
Oradakilerden biri: "Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yolunda harcayayım isterim" demiş.
Bir başkası: "Ben, şu oda dolusu altınım olsun da allah yolunda harcıyayım isterim" demiş.
Bir diğeri ise: "Ben de, şu oda dolusu mücevherim olsa da Allah yolunda harcasam" demiş.
Bu dua taleplerini duyan Hz. Ömer (ra): "Başka?" deyince, "Başka bir şey istemeyiz" demişler. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) kendi duasını şöyle dile getirmiş:
"Ben, Allah yolunda görevlendirileceğim Ebu Ubeyde bin Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin Yeman gibilerden oluşan bir oda dolusu yiğit isterdim" demiş.
Bizde bugün eğer kabul olunacak tek bir dua hakkımız olsaydı Hz. Ömer (ra) gibi aynı duayı yapmayı isterdik. Elinizdeki kitap da aslında bu duanın kaleme aktarılışı, tekrarı mahiyetindedir. Dün olduğu gibi bugün de bu duaya ne kadar ihtiyacımız var değil mi?
Bu kitap öylesine kaleme alınmış bir Liderlik kitabı değildir. Yüzyıllar öncesinden dile gelmiş, hasreti, özlemi çekilmiş bir bir idealin, kaygının, duanın tekrar dile getirilişidir. Bundan yaklaşık 1400 yıl önce yaşamış ve adaleti ile tüm insanlığa örnek olmuş bir Kul Lider olan Hz. Ömer (ra) tarafından ifade edilmiş özlemin, duanın bugüne ulaşan bir yankısıdır.
Bakın o gün sahabe arkadaşlarına ne söylemişti Hz. Ömer (ra);
Zeyd bin Eslem'in babasından naklettiğine göre Ömer bin Hattab (ra) bir gün dostları ile otururken aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
Hz. Ömer (ra): "Eğer Allah (cc) tarafından kesin olarak kabul olunacağını bildiğiniz tek bir dua hakkınız olsaydı Allah'tan ne dilerdiniz?"
Oradakilerden biri: "Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yolunda harcayayım isterim" demiş.
Bir başkası: "Ben, şu oda dolusu altınım olsun da allah yolunda harcıyayım isterim" demiş.
Bir diğeri ise: "Ben de, şu oda dolusu mücevherim olsa da Allah yolunda harcasam" demiş.
Bu dua taleplerini duyan Hz. Ömer (ra): "Başka?" deyince, "Başka bir şey istemeyiz" demişler. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) kendi duasını şöyle dile getirmiş:
"Ben, Allah yolunda görevlendirileceğim Ebu Ubeyde bin Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin Yeman gibilerden oluşan bir oda dolusu yiğit isterdim" demiş.
Bizde bugün eğer kabul olunacak tek bir dua hakkımız olsaydı Hz. Ömer (ra) gibi aynı duayı yapmayı isterdik. Elinizdeki kitap da aslında bu duanın kaleme aktarılışı, tekrarı mahiyetindedir. Dün olduğu gibi bugün de bu duaya ne kadar ihtiyacımız var değil mi?