Yaratıcının tasarım harikası olarak nitelendirdiğim insan beyni, son araştırmalara rağmen, hala gizemini korumaya devam ediyor. Bazı uzmanlar mevcut kapasitemizin % 1-10 arasında kullandığımız yönünde açıklamalar yapsa da; ortada bir gerçek var. O da potansiyelimizin hepsini kullanamadığımızdır.
Her insan dahi olma potansiyeliyle doğuyor. Hepimiz, içimizde Edison, Buhari ve Einstein'ları barındırıyoruz. Aldığımız en basit bir teknolojik aletin bile rehberi mevcutken; neden en değerli varlığımız, vücudumuzun CEO'su olan beynimiz ve hafızamızı nasıl kullanacağımıza ilişkin yeterli bilgiye sahip değiliz? Bazılarımızsa bunun farkında bile değil. İnternet tabiriyle “Beyin Bedava”
Başarılı insanların hayatları incelendiği zaman beynini ve hafızasını etkin bir şekilde kullandıkları görülmektedir. Einstein, beynini incelemek isteyen bilim adamalarına bir not yazar. Fakat bu notu öldükten sonra açmalarını ister. Bu notta Einstein: “Beyninin diğer insanlardan hiçbir farkının olmadığını, sadece hayal gücünü daha fazla kullandığını belirtmiştir.” İnsanda ki potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini Mevlana:“ Her insan bir cevherdir, işlenirse mücevher olur.”, “İbni Haldun mukaddemesinde: “ İnsan beyni değirmen taşı gibidir, içine bir şey atılmazsa kendi kendini öğütür.” der. İşin aslı Cevher, işlenmediği zaman kendi kendini öğütmeye başlıyor. Tıpkı midemiz ve beynimiz gibi. Yeni bir bilgi, öğrenme, uyarılma olmadığında beynimiz gelişme imkanı bulamıyor. Benim hafızam kötü, isimleri aklımda tutamıyorum, kafam basmıyor gibi cümlelere bir de eğitim, çevre, beslenme, anne-baba tutumları, hedefsizlik eklenince; tıpkı hayallerimiz gibi otuz beşine gelmeden beyinlerimiz ölüyor, ellisinde gömülüyor.
Başarının anahtarı, beyni etkin kullanmaktan geçiyor. İnsan beyni, günde yetmiş bin düşünce üretiyor. Bu düşüncelerin üçte ikisi de olumsuz olmaktadır. Bu yüzden başarılı olabilmek için, beyni olumlunun üzerine programlamak gerekiyor. Yani başarısızlığı değil, başarmayı düşünmekten geçiyor.
Kim bilebilirdi ki, mercimek tanesi büyüklüğündeki hafızamızın elli bin dizüstü bilgisayarın kapasitesine ve 300 yıllık hd filmi kaydedecek alana sahip olabileceğini. Neyse ki son zamanlarda beyin ve hafıza üzerinde yapılan çalışmalar, sanılanın aksine: İnsan beyninin her yaşta geliştirilebileceğini, yüz milyar nöronun zamanla ölmediği, beynin vücudumuzdaki diğer kaslar gibi uyarıldığı ve zorlandığı zaman geliştiği ve yeni nöronlar üretebildiğidir. Yeter ki, insan beyni uyarılsın ve zorlansın…
Yaratıcının tasarım harikası olarak nitelendirdiğim insan beyni, son araştırmalara rağmen, hala gizemini korumaya devam ediyor. Bazı uzmanlar mevcut kapasitemizin % 1-10 arasında kullandığımız yönünde açıklamalar yapsa da; ortada bir gerçek var. O da potansiyelimizin hepsini kullanamadığımızdır.
Her insan dahi olma potansiyeliyle doğuyor. Hepimiz, içimizde Edison, Buhari ve Einstein'ları barındırıyoruz. Aldığımız en basit bir teknolojik aletin bile rehberi mevcutken; neden en değerli varlığımız, vücudumuzun CEO'su olan beynimiz ve hafızamızı nasıl kullanacağımıza ilişkin yeterli bilgiye sahip değiliz? Bazılarımızsa bunun farkında bile değil. İnternet tabiriyle “Beyin Bedava”
Başarılı insanların hayatları incelendiği zaman beynini ve hafızasını etkin bir şekilde kullandıkları görülmektedir. Einstein, beynini incelemek isteyen bilim adamalarına bir not yazar. Fakat bu notu öldükten sonra açmalarını ister. Bu notta Einstein: “Beyninin diğer insanlardan hiçbir farkının olmadığını, sadece hayal gücünü daha fazla kullandığını belirtmiştir.” İnsanda ki potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini Mevlana:“ Her insan bir cevherdir, işlenirse mücevher olur.”, “İbni Haldun mukaddemesinde: “ İnsan beyni değirmen taşı gibidir, içine bir şey atılmazsa kendi kendini öğütür.” der. İşin aslı Cevher, işlenmediği zaman kendi kendini öğütmeye başlıyor. Tıpkı midemiz ve beynimiz gibi. Yeni bir bilgi, öğrenme, uyarılma olmadığında beynimiz gelişme imkanı bulamıyor. Benim hafızam kötü, isimleri aklımda tutamıyorum, kafam basmıyor gibi cümlelere bir de eğitim, çevre, beslenme, anne-baba tutumları, hedefsizlik eklenince; tıpkı hayallerimiz gibi otuz beşine gelmeden beyinlerimiz ölüyor, ellisinde gömülüyor.
Başarının anahtarı, beyni etkin kullanmaktan geçiyor. İnsan beyni, günde yetmiş bin düşünce üretiyor. Bu düşüncelerin üçte ikisi de olumsuz olmaktadır. Bu yüzden başarılı olabilmek için, beyni olumlunun üzerine programlamak gerekiyor. Yani başarısızlığı değil, başarmayı düşünmekten geçiyor.
Kim bilebilirdi ki, mercimek tanesi büyüklüğündeki hafızamızın elli bin dizüstü bilgisayarın kapasitesine ve 300 yıllık hd filmi kaydedecek alana sahip olabileceğini. Neyse ki son zamanlarda beyin ve hafıza üzerinde yapılan çalışmalar, sanılanın aksine: İnsan beyninin her yaşta geliştirilebileceğini, yüz milyar nöronun zamanla ölmediği, beynin vücudumuzdaki diğer kaslar gibi uyarıldığı ve zorlandığı zaman geliştiği ve yeni nöronlar üretebildiğidir. Yeter ki, insan beyni uyarılsın ve zorlansın…