Kültür Bilimlerinin Mantığı Üzerine

Stok Kodu:
9789758988334
Boyut:
13.00x21.00
Sayfa Sayısı:
180
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2017-09
Çeviren:
Milay Köktürk
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
38,00
28,50
9789758988334
534895
Kültür Bilimlerinin Mantığı Üzerine
Kültür Bilimlerinin Mantığı Üzerine
28.50

Eğer felsefe asıl görevini hiç aklından çıkarmazsa, hem dünyayı bilme biçimlerinden biri, hem de insanlık kültürünün vicdanı olmak isterse, o zaman kendi tarihsel çizgisinde artık yeniden bu probleme yönelmek zorundadır.

Felsefe sistemsiz bir ilerleme inancından vazgeçmek yerine, hem bu sözde “ilerleme” amacının erişilebilir olup olmadığını hem de bu amacın elde edilmeye değer olup olmadığını sormak zorundadır. Eğer burada bir kez şüphe doğarsa, bu şüphenin yatıştırılması çok güç olur. İnsanın gerçeklikle pratik ilişkisini dikkate alırsak, bu şüphe daha kuvvetli biçimde ortaya çıkar. İnsan alet kullanımı sayesinde, kendine, şeyler üzerinde hâkimiyet payesi verdi. Fakat bu hâkimiyet ona lütuf değil, beddua oldu. Fiziksel dünyayı kendi boyunduruğu altına almak için icat ettiği teknik onun kendine karşı döndü. Teknik sadece gittikçe artan bir kendine yabancılaşmaya değil, bir de insanın kendi insanî varoluşunu kaybetmesi şeklinde bir sonuca yol açtı.

İnsanî ihtiyaçların tatminini sağlar gibi görünen araç-gereç, bunun yanında sayısız yapay ihtiyaçlarmeydana getirdi. Teknik kültürün mükemmelleştirilmesine ilişkin her adım bu bakımdan gerçek manada bir felaket hediyesi oldu.

Ernst Cassirer

Eğer felsefe asıl görevini hiç aklından çıkarmazsa, hem dünyayı bilme biçimlerinden biri, hem de insanlık kültürünün vicdanı olmak isterse, o zaman kendi tarihsel çizgisinde artık yeniden bu probleme yönelmek zorundadır.

Felsefe sistemsiz bir ilerleme inancından vazgeçmek yerine, hem bu sözde “ilerleme” amacının erişilebilir olup olmadığını hem de bu amacın elde edilmeye değer olup olmadığını sormak zorundadır. Eğer burada bir kez şüphe doğarsa, bu şüphenin yatıştırılması çok güç olur. İnsanın gerçeklikle pratik ilişkisini dikkate alırsak, bu şüphe daha kuvvetli biçimde ortaya çıkar. İnsan alet kullanımı sayesinde, kendine, şeyler üzerinde hâkimiyet payesi verdi. Fakat bu hâkimiyet ona lütuf değil, beddua oldu. Fiziksel dünyayı kendi boyunduruğu altına almak için icat ettiği teknik onun kendine karşı döndü. Teknik sadece gittikçe artan bir kendine yabancılaşmaya değil, bir de insanın kendi insanî varoluşunu kaybetmesi şeklinde bir sonuca yol açtı.

İnsanî ihtiyaçların tatminini sağlar gibi görünen araç-gereç, bunun yanında sayısız yapay ihtiyaçlarmeydana getirdi. Teknik kültürün mükemmelleştirilmesine ilişkin her adım bu bakımdan gerçek manada bir felaket hediyesi oldu.

Ernst Cassirer

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat