Ortak hayat tarzı, ortak davranış kalıpları ve ortak değer standartlarıyla tanımlanan kültür, sosyal bilimlerin eskimeyen kavramlarından birisi olarak kalmaya devam etmektedir. Günümüz küreselleşen dünyasında son derece seküler bir toplumda yaşayan modern bir insan için bu ortak hayat görüşünü, dinî inançlarla zorunlu bir bağı olmayan salt seküler bir şey olarak tasavvur etmek kolay olsa da, Dawson?un belirttiği gibi, kültür, birliğini ve bütünlüğünü fiziksel bir biraradalıktan ziyade "ortak inançlara ve ortak düşünce tarzlarına borçlu manevî bir topluluk" olarak da anlaşılabilir.
Bu çalışmada kültürün en önemli unsuru olarak görülebilecek olan dinin, kültürden; kültürün dinden bağımsız olarak düşünmenin zorluğu ön kabulünden hareket edilmektedir. Özellikle içinde yaşadığımız Türk kültürünün, tarihsel, toplumsal ve iktisadi arka planını göz önünde bulundurduğumuzda kültürün din ile iç içe geçmiş ve kaynaşmış olduğu kolaylıkla görülecektir. Hayatın her ekonomik ve toplumsal tarzının dine karşılık gelen bir formu gözlemlendiği gibi, dinin de toplumsal alana yansımaları görülmektedir.
Kültür ve din ilişkisinin temel alındığı bu çalışma, "teorik çerçeve"nin ardından, "geleneksel sözlü kültür ve din";"modern kültür ve din"; "küreselleşme, popüler kültür ve din"; "dış göç, kültür ve din"; "halk inançları, kültür ve din" ve son olarak "siyasal kültür ve din" alt bölümlerinden oluşmaktadır. Kültür ve din bağlamı, seçilen makalelerde temel odak noktası olarak belirlenmiştir.
Ortak hayat tarzı, ortak davranış kalıpları ve ortak değer standartlarıyla tanımlanan kültür, sosyal bilimlerin eskimeyen kavramlarından birisi olarak kalmaya devam etmektedir. Günümüz küreselleşen dünyasında son derece seküler bir toplumda yaşayan modern bir insan için bu ortak hayat görüşünü, dinî inançlarla zorunlu bir bağı olmayan salt seküler bir şey olarak tasavvur etmek kolay olsa da, Dawson?un belirttiği gibi, kültür, birliğini ve bütünlüğünü fiziksel bir biraradalıktan ziyade "ortak inançlara ve ortak düşünce tarzlarına borçlu manevî bir topluluk" olarak da anlaşılabilir.
Bu çalışmada kültürün en önemli unsuru olarak görülebilecek olan dinin, kültürden; kültürün dinden bağımsız olarak düşünmenin zorluğu ön kabulünden hareket edilmektedir. Özellikle içinde yaşadığımız Türk kültürünün, tarihsel, toplumsal ve iktisadi arka planını göz önünde bulundurduğumuzda kültürün din ile iç içe geçmiş ve kaynaşmış olduğu kolaylıkla görülecektir. Hayatın her ekonomik ve toplumsal tarzının dine karşılık gelen bir formu gözlemlendiği gibi, dinin de toplumsal alana yansımaları görülmektedir.
Kültür ve din ilişkisinin temel alındığı bu çalışma, "teorik çerçeve"nin ardından, "geleneksel sözlü kültür ve din";"modern kültür ve din"; "küreselleşme, popüler kültür ve din"; "dış göç, kültür ve din"; "halk inançları, kültür ve din" ve son olarak "siyasal kültür ve din" alt bölümlerinden oluşmaktadır. Kültür ve din bağlamı, seçilen makalelerde temel odak noktası olarak belirlenmiştir.