Şiir, deneme, makale ve sohbet yazılarıyla tanıdığımız İsmail Özmel'in elinizdeki bu kitabı Kültür ve Edebiyat Sohbetleri adını taşımaktadır.
Şair İsmail Özmel, edebiyat ve kültür okumalarını bir sohbet formu içinde okuyucuyla buluşturuyor. Kitabın bu ikinci baskısı bu tür kitapların tüketilme hızı dikkate alınırsa başarılı bir süreç geçirdiği görülür.
İsmail Özmel sohbetlerinde vatan, türkü, hürriyet, demokrasi, politika, Osmanlı, İstanbul, Batı hayranlığı gibi bugün de kültür hayatımızı meşgul eden konular üzerinde görüşlerini ortaya koyar. Bu yazıların temel karakteri gelenekçi oluşudur. Bu geleneği pekâlâ Yahya Kemal'e, Nihat Sami Banarlı'ya eklemleyebiliriz.
Kitabın ikinci bölümü şairle yapılan söyleşilerden oluşmaktadır. Ben oldum olası söyleşileri önemsemişimdir. Zira hazırlıklı ya da hazırlıksız söyleşilerde muhatabın o güne kadar aklından geçirmediği, kimi zaman kendisinin de farkına varmadığı şeyler söyleyebilir. Bu durum söyleşileri özgün kılar nice sanat ve edebiyat sırları, bilinmeyenler bu söyleşiler sayesinde ortaya çıkmıştır.
Eserin üçüncü bölümü şairin doğduğu şehir olan Niğde hakkındaki gözlemlerini adeta bir yerel tarihçi gözüyle dikkatlere sunmasıdır. Bu tür yazılar taşranın hafızasını oluşturur. Büyük kültür ırmağına katkıda bulunur. Hele bizim gibi İstanbul merkezli bir sanat, edebiyat ve kültür hayatı olmuş bir millet için bu tür yerel tarih araştırmaları hatta sohbetleri paha biçilmez durumdadır. Yakın zamanda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir'ini örnek alıp yazılan şehir monografileri sayesinde bilmediğimiz birçok şeyi öğrenmedik mi? Bu eserler sayesinde bu kentlere başka türlü bakmaya başlamadık mı?
Prof. Dr. Ali İhsan Kolcu
Şiir, deneme, makale ve sohbet yazılarıyla tanıdığımız İsmail Özmel'in elinizdeki bu kitabı Kültür ve Edebiyat Sohbetleri adını taşımaktadır.
Şair İsmail Özmel, edebiyat ve kültür okumalarını bir sohbet formu içinde okuyucuyla buluşturuyor. Kitabın bu ikinci baskısı bu tür kitapların tüketilme hızı dikkate alınırsa başarılı bir süreç geçirdiği görülür.
İsmail Özmel sohbetlerinde vatan, türkü, hürriyet, demokrasi, politika, Osmanlı, İstanbul, Batı hayranlığı gibi bugün de kültür hayatımızı meşgul eden konular üzerinde görüşlerini ortaya koyar. Bu yazıların temel karakteri gelenekçi oluşudur. Bu geleneği pekâlâ Yahya Kemal'e, Nihat Sami Banarlı'ya eklemleyebiliriz.
Kitabın ikinci bölümü şairle yapılan söyleşilerden oluşmaktadır. Ben oldum olası söyleşileri önemsemişimdir. Zira hazırlıklı ya da hazırlıksız söyleşilerde muhatabın o güne kadar aklından geçirmediği, kimi zaman kendisinin de farkına varmadığı şeyler söyleyebilir. Bu durum söyleşileri özgün kılar nice sanat ve edebiyat sırları, bilinmeyenler bu söyleşiler sayesinde ortaya çıkmıştır.
Eserin üçüncü bölümü şairin doğduğu şehir olan Niğde hakkındaki gözlemlerini adeta bir yerel tarihçi gözüyle dikkatlere sunmasıdır. Bu tür yazılar taşranın hafızasını oluşturur. Büyük kültür ırmağına katkıda bulunur. Hele bizim gibi İstanbul merkezli bir sanat, edebiyat ve kültür hayatı olmuş bir millet için bu tür yerel tarih araştırmaları hatta sohbetleri paha biçilmez durumdadır. Yakın zamanda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Beş Şehir'ini örnek alıp yazılan şehir monografileri sayesinde bilmediğimiz birçok şeyi öğrenmedik mi? Bu eserler sayesinde bu kentlere başka türlü bakmaya başlamadık mı?
Prof. Dr. Ali İhsan Kolcu