Göç zamanı geldi yine. Dünü dikiz aynasında bırakacaksın, yarını ufuk çizgisine koyacaksın ve sürüp gideceksin. Dikiz aynasından sana el sallayan dününün kahramanlarına, aynada tamamen silinip gidene kadar bakacaksın. Üzüleceksin, burulacaksın. Sonra, artık dikiz aynasında onları göremeyeceksin bir an, sadece kesik, beyaz yol çizgileri olacak aynanda. Ufuk çizgisine bakacaksın tekrar o zaman. Orada, yeni 'dikiz aynası kahramanların' olacak. Şüpheci, temkinli, soğuk yüzlü olacaklar başlarda. Sonrasında alışacaklar sana, ama, sen çok alışma onlara. Yarının 'dikiz aynası kahramanları' onlar. Onlar hancı, sen yolcusun. Onlar otağlarını kurmuş yurtlarına, sen ise Göçebesin...
Göç zamanı geldi yine. Dünü dikiz aynasında bırakacaksın, yarını ufuk çizgisine koyacaksın ve sürüp gideceksin. Dikiz aynasından sana el sallayan dününün kahramanlarına, aynada tamamen silinip gidene kadar bakacaksın. Üzüleceksin, burulacaksın. Sonra, artık dikiz aynasında onları göremeyeceksin bir an, sadece kesik, beyaz yol çizgileri olacak aynanda. Ufuk çizgisine bakacaksın tekrar o zaman. Orada, yeni 'dikiz aynası kahramanların' olacak. Şüpheci, temkinli, soğuk yüzlü olacaklar başlarda. Sonrasında alışacaklar sana, ama, sen çok alışma onlara. Yarının 'dikiz aynası kahramanları' onlar. Onlar hancı, sen yolcusun. Onlar otağlarını kurmuş yurtlarına, sen ise Göçebesin...