Türkiye'de eğitim politikalarının gündemi, eğitime erişim imkânlarının artırılması, fiziki şartların iyileştirilmesi ve öğretmen ihtiyacının karşılanması gibi konulardan eğitimin niteliği konusuna kaymaktadır. Bu yeni dönemde hangi eğitim politikalarının veya programlarının uygulanacağı tartışılmakta ve sistemin iyileştirilmesi gereken yönleri tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Makro düzeydeki tartışmalar birçok zaman kademeler arası geçiş, öğretim programları, öğretmenlerin mesleki gelişimi, yönetici atama, özel öğretimin teşvik edilmesi gibi konular etrafında şekillenmektedir. Bunlarla ilişkili olarak sınıf ve okul düzeyinde de, öğrenci merkezli öğrenme yöntemleri, sınavlara hazırlık, teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesi, okul-aile işbirliğinin güçlendirilmesi, rehberlik ve yönlendirme uygulamalarının iyileştirilmesi gibi konular tartışılmaktadır.
Eğer soru eğitimin niteliğini artırmak için hangi eğitim politikaları veya programları uygulanmalı şeklinde sorulursa, burada zikredilenler verilebilecek en iyi cevaplar arasındadır. Oysa bundan daha önemli sorular sorulabilir:
Hangi eğitim politikalarının uygulanacağına nasıl karar verebiliriz? Hangi politikanın veya programın daha etkili olduğuna dair yeteri kadar bilgiye sahip miyiz? Akademik başarının artırılmasında, olumlu bir disiplin ikliminin sağlanmasında, devamsızlığın ve akran baskısının önlenmesinde okul yöneticilerine hangi projenin hangi şartlar altında başarılı olduğunu karşılaştırmalı olarak nasıl sunarız? Etkililiği ispatlanmış öğretim yöntemlerinin ve ölçme değerlendirme etkinliklerinin geliştirilmesini nasıl destekleyebiliriz? Yalnızca Ülkemizde on binlerce, tüm dünyada milyonlarca eğitim araştırmasının ortaya koyduğu bilimsel bilgiyi uygulayıcılar için daha anlamlı bir hale nasıl getirebiliriz?
Bu kitap baştan sona bu ve benzeri sorulara kuramsal ve teknik açıdan cevap aramakta ve muhtemel cevaplarını da uygulama örnekleriyle ortaya koymaktadır.
Türkiye'de eğitim politikalarının gündemi, eğitime erişim imkânlarının artırılması, fiziki şartların iyileştirilmesi ve öğretmen ihtiyacının karşılanması gibi konulardan eğitimin niteliği konusuna kaymaktadır. Bu yeni dönemde hangi eğitim politikalarının veya programlarının uygulanacağı tartışılmakta ve sistemin iyileştirilmesi gereken yönleri tespit edilmeye çalışılmaktadır.
Makro düzeydeki tartışmalar birçok zaman kademeler arası geçiş, öğretim programları, öğretmenlerin mesleki gelişimi, yönetici atama, özel öğretimin teşvik edilmesi gibi konular etrafında şekillenmektedir. Bunlarla ilişkili olarak sınıf ve okul düzeyinde de, öğrenci merkezli öğrenme yöntemleri, sınavlara hazırlık, teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesi, okul-aile işbirliğinin güçlendirilmesi, rehberlik ve yönlendirme uygulamalarının iyileştirilmesi gibi konular tartışılmaktadır.
Eğer soru eğitimin niteliğini artırmak için hangi eğitim politikaları veya programları uygulanmalı şeklinde sorulursa, burada zikredilenler verilebilecek en iyi cevaplar arasındadır. Oysa bundan daha önemli sorular sorulabilir:
Hangi eğitim politikalarının uygulanacağına nasıl karar verebiliriz? Hangi politikanın veya programın daha etkili olduğuna dair yeteri kadar bilgiye sahip miyiz? Akademik başarının artırılmasında, olumlu bir disiplin ikliminin sağlanmasında, devamsızlığın ve akran baskısının önlenmesinde okul yöneticilerine hangi projenin hangi şartlar altında başarılı olduğunu karşılaştırmalı olarak nasıl sunarız? Etkililiği ispatlanmış öğretim yöntemlerinin ve ölçme değerlendirme etkinliklerinin geliştirilmesini nasıl destekleyebiliriz? Yalnızca Ülkemizde on binlerce, tüm dünyada milyonlarca eğitim araştırmasının ortaya koyduğu bilimsel bilgiyi uygulayıcılar için daha anlamlı bir hale nasıl getirebiliriz?
Bu kitap baştan sona bu ve benzeri sorulara kuramsal ve teknik açıdan cevap aramakta ve muhtemel cevaplarını da uygulama örnekleriyle ortaya koymaktadır.