20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren akademik bağlamda hemen hemen bütün disiplinlerin birlikte hareket ettiğini, disiplinlerarası yaklaşımlarla farklı çalışma dinamiklerine, yöntemlere ve kuramlara sahip olan olguların bileşimiyle yeni akademik alanların doğduğunu görmek mümkündür. Bu bağlamda, karşılaştırmalı edebiyat çalışmalarının kapsamının genişlediği, uluslarüstü, kültürlerarası ve disiplinlerarası bir nitelik kazandığı izlenmektedir.
Edebiyata, sanata ve kültüre çoğulcu bakış açısıyla yaklaşmayı gerektiren bir bilim olarak karşılaştırmalı edebiyat, kültürlerarası etkileşimin edebiyata yansımasını tüm süreçleri ile bütüncül bir biçimde konu edinmektedir. Bu kitapta yer alan nitelikli araştırmalar da disiplinlerarası yaklaşımların karşılaştırmalı edebiyat alanını ne denli geliştirdiğinin göstergesidir.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren akademik bağlamda hemen hemen bütün disiplinlerin birlikte hareket ettiğini, disiplinlerarası yaklaşımlarla farklı çalışma dinamiklerine, yöntemlere ve kuramlara sahip olan olguların bileşimiyle yeni akademik alanların doğduğunu görmek mümkündür. Bu bağlamda, karşılaştırmalı edebiyat çalışmalarının kapsamının genişlediği, uluslarüstü, kültürlerarası ve disiplinlerarası bir nitelik kazandığı izlenmektedir.
Edebiyata, sanata ve kültüre çoğulcu bakış açısıyla yaklaşmayı gerektiren bir bilim olarak karşılaştırmalı edebiyat, kültürlerarası etkileşimin edebiyata yansımasını tüm süreçleri ile bütüncül bir biçimde konu edinmektedir. Bu kitapta yer alan nitelikli araştırmalar da disiplinlerarası yaklaşımların karşılaştırmalı edebiyat alanını ne denli geliştirdiğinin göstergesidir.