Kompozisyon ve yazılı anlatım dersleri; ilk, orta ve yüksek öğretimde yıllarca bu ve benzeri biçimde işlenegelmiştir. Bugün gelinen noktada birtakım istisnalar sayılmazsa, alınan mesafe bir arpa boyunu geçmeyecek kadardır. Bırakın diğer aşamadakileri üniversite mezunları için bile yazı yazmak, sıkıcı bir iş; dahası büyük bir derttir. Daha da kötüsü, bu dert Türkçe ve Edebiyat mezunları için bile geçerlidir. Bugün birçok gazetede, dergide, kitapta veya sanal ortamda bozuk cümlelerle, anlatım bozukluklarıyla, sıkıcı üslûplarla karşılaşılıyor olunması da tamamen bu dersin işlenişiyle ilgili eksikliklere dayanmaktadır. Sınıf içinde ya da dışında sözlü ve yazılı anlatım becerisinin geliştirilmesine yönelik olarak “okuma, anlatma, açıklama, özetleme, karşılaştırma, tartışma, yorumlama, sonuç çıkarma“ gibi birçok etkinlik yapılabilir. Nitekim okullarımızda sözlü ve yazılı anlatımla ilgili olarak yaygın biçimde kullanılan yöntemler bunlardır. Son yıllarda bu yöntemlerin yenilendiğini ve çeşitlendirildiğini de sevinerek vurgulamalıyız. Ne yazık ki bunların gerek nicelik gerek nitelik bakımından yeterli olduğunu söyleme imkânına hâlâ sahip değiliz. Nitekim kitapta sözü edilen ve sık sık başvurulan bu etkinlikler/yöntemler yerine çok az başvurulan ya da hiç başvurulmayan bazı farklı sözlü ve yazılı anlatım etkinliklerine/yöntemlerine ağırlık verilecekti. Bir ders kitabı olarak değil, daha çok yazmakla ilgilenenlerin alıştırma kitabı gibi tasarlanan kitabın başta Türkçe, edebiyat ve sınıf öğretmenleriyle bu bölüm öğrencileri olmak üzere; sözlü ve yazılı anlatımını geliştirmek isteyen; farklı bakış açılarına, yeniye ve yeniliklere açık herkese, önemli bir katkı sağlayacağı inancı ve umudunu taşıdığımı ifade etmek isterim.
Kompozisyon ve yazılı anlatım dersleri; ilk, orta ve yüksek öğretimde yıllarca bu ve benzeri biçimde işlenegelmiştir. Bugün gelinen noktada birtakım istisnalar sayılmazsa, alınan mesafe bir arpa boyunu geçmeyecek kadardır. Bırakın diğer aşamadakileri üniversite mezunları için bile yazı yazmak, sıkıcı bir iş; dahası büyük bir derttir. Daha da kötüsü, bu dert Türkçe ve Edebiyat mezunları için bile geçerlidir. Bugün birçok gazetede, dergide, kitapta veya sanal ortamda bozuk cümlelerle, anlatım bozukluklarıyla, sıkıcı üslûplarla karşılaşılıyor olunması da tamamen bu dersin işlenişiyle ilgili eksikliklere dayanmaktadır. Sınıf içinde ya da dışında sözlü ve yazılı anlatım becerisinin geliştirilmesine yönelik olarak “okuma, anlatma, açıklama, özetleme, karşılaştırma, tartışma, yorumlama, sonuç çıkarma“ gibi birçok etkinlik yapılabilir. Nitekim okullarımızda sözlü ve yazılı anlatımla ilgili olarak yaygın biçimde kullanılan yöntemler bunlardır. Son yıllarda bu yöntemlerin yenilendiğini ve çeşitlendirildiğini de sevinerek vurgulamalıyız. Ne yazık ki bunların gerek nicelik gerek nitelik bakımından yeterli olduğunu söyleme imkânına hâlâ sahip değiliz. Nitekim kitapta sözü edilen ve sık sık başvurulan bu etkinlikler/yöntemler yerine çok az başvurulan ya da hiç başvurulmayan bazı farklı sözlü ve yazılı anlatım etkinliklerine/yöntemlerine ağırlık verilecekti. Bir ders kitabı olarak değil, daha çok yazmakla ilgilenenlerin alıştırma kitabı gibi tasarlanan kitabın başta Türkçe, edebiyat ve sınıf öğretmenleriyle bu bölüm öğrencileri olmak üzere; sözlü ve yazılı anlatımını geliştirmek isteyen; farklı bakış açılarına, yeniye ve yeniliklere açık herkese, önemli bir katkı sağlayacağı inancı ve umudunu taşıdığımı ifade etmek isterim.