Atatürk, sahip olmakla mutlu olduğu İslâm dininin temel kaynağı olan Kur'an'a saygıyla yaklaşmış ve onun kutsallığı ve yüceliğini anlatan söylemlerde bulunmuştur. Atatürk'ün bu konuda söyleyebileceğimiz en belirgin özelliği Kur'an-ı Kerim'in gerçekten Türklerin anlayabileceği biçimde Türkçe'ye kazandırılması üzerindeki kararlı çalışmasıdır. Atatürk, Müslümanlar arasında hem nüfus hem de yeryüzüne yayılış açısından çok büyük yer kaplayan Türkler için Kur'ân'ın Türkçeye çevrilmesi gerektiğini şöyle dile getiriyor:
“Kur'an-ı Arapça okuyamazlar. Oysa şimdiye kadar (halkın kavrayabileceği düzeyde) Kur'an-ı Kerim Türkçeye çevrilmemiştir. Bunun başlıca nedeni, dünyadaki bütün Müslümanların başına geçerek bu ana kadar bu dini inananlarının büyük bir görkemle itibar kazanmasına hizmet etmiş olan Türklerin, İslam dinine duydukları özel yakınlıklarından dolayı Türkçeye çevrilmesinde olabilecek hatalardan korkmalarıdır. Oysa zamanımızda bu gibi görüşlere tahammül yoktur. Çünkü dünyada hatadan tamamen yoksun bir şey yapılamayacağı bilimsel bir gerçektir. Böyle olası bir hata endişesinden dolayı, Kur'an'ı anlamadığı bu Arap diliyle tamamen ezberleyecek düzeyde dinine âşık olan Türk Milletinin, kutsal kitabın bu yüce anlamını istediği gibi anlayabilmekten yoksun bırakmak doğru değildir.”
(Tanıtım Bülteninden)
Atatürk, sahip olmakla mutlu olduğu İslâm dininin temel kaynağı olan Kur'an'a saygıyla yaklaşmış ve onun kutsallığı ve yüceliğini anlatan söylemlerde bulunmuştur. Atatürk'ün bu konuda söyleyebileceğimiz en belirgin özelliği Kur'an-ı Kerim'in gerçekten Türklerin anlayabileceği biçimde Türkçe'ye kazandırılması üzerindeki kararlı çalışmasıdır. Atatürk, Müslümanlar arasında hem nüfus hem de yeryüzüne yayılış açısından çok büyük yer kaplayan Türkler için Kur'ân'ın Türkçeye çevrilmesi gerektiğini şöyle dile getiriyor:
“Kur'an-ı Arapça okuyamazlar. Oysa şimdiye kadar (halkın kavrayabileceği düzeyde) Kur'an-ı Kerim Türkçeye çevrilmemiştir. Bunun başlıca nedeni, dünyadaki bütün Müslümanların başına geçerek bu ana kadar bu dini inananlarının büyük bir görkemle itibar kazanmasına hizmet etmiş olan Türklerin, İslam dinine duydukları özel yakınlıklarından dolayı Türkçeye çevrilmesinde olabilecek hatalardan korkmalarıdır. Oysa zamanımızda bu gibi görüşlere tahammül yoktur. Çünkü dünyada hatadan tamamen yoksun bir şey yapılamayacağı bilimsel bir gerçektir. Böyle olası bir hata endişesinden dolayı, Kur'an'ı anlamadığı bu Arap diliyle tamamen ezberleyecek düzeyde dinine âşık olan Türk Milletinin, kutsal kitabın bu yüce anlamını istediği gibi anlayabilmekten yoksun bırakmak doğru değildir.”
(Tanıtım Bülteninden)