Son zamanlarda gençliğimiz millî ve manevi değerlerimizden uzaklaşarak çeşitli "izm"lerin peşinden gidiyorsa, materyalist, ateist ve hatta bazen de anarşist oluyorsa, gayriciddi yaşayışa özeniyorsa, anaya, babaya asi oluyorsa, bütün bunların sebebi körü körüne “Batı taklitçiliği”dir.
Kişinin tevhidi imanı gerçekleştirebilmesi için öncelikle hâkimiyet iddiasında bulunan tüm beşeri ideolojileri reddetmesi ve hâkimiyeti yalnız Allah'a tahsis etmesi gerekmektedir.
Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak, hakikat, iman ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli eder, adalet yerine adaletsizlik ve sosyal istismar hâkim olur.
Bu nedenle insan, daima her şeyin sahibinin ve idarecisinin Allah olduğu bilinciyle hareket etmeli ve Allah'tan geldiği şekliyle tek hak din olan İslam'a göre yaşamalıdır.
Son zamanlarda gençliğimiz millî ve manevi değerlerimizden uzaklaşarak çeşitli "izm"lerin peşinden gidiyorsa, materyalist, ateist ve hatta bazen de anarşist oluyorsa, gayriciddi yaşayışa özeniyorsa, anaya, babaya asi oluyorsa, bütün bunların sebebi körü körüne “Batı taklitçiliği”dir.
Kişinin tevhidi imanı gerçekleştirebilmesi için öncelikle hâkimiyet iddiasında bulunan tüm beşeri ideolojileri reddetmesi ve hâkimiyeti yalnız Allah'a tahsis etmesi gerekmektedir.
Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak, hakikat, iman ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli eder, adalet yerine adaletsizlik ve sosyal istismar hâkim olur.
Bu nedenle insan, daima her şeyin sahibinin ve idarecisinin Allah olduğu bilinciyle hareket etmeli ve Allah'tan geldiği şekliyle tek hak din olan İslam'a göre yaşamalıdır.