Türkiye'nin nüfusunun %99'unun Müslüman olduğu söylenip durur; bunların içinde Kuran-ı Kerim'i bizzat okumuş olanların oranının karşılaştırılamayacak kadar düşük olduğuysa malumdur. Kendi dininin temellerini, Allah'ın emirlerini bilmemeye, kendi aklını kullanarak anlamamaya, kulaktan dolma bazı bilgiler ve çoğu zaman hurafelerle dindar bir hayat için çabalamaya razı olmak, anlaşılır bir tutum değildir.
Kuran-ı Kerim, herkes için kolay okunur bir kitap olmayabilir. Hz. Muhammed dönemi Arapçasının incelikleri ve o dönemin herkesçe bilinen kişileri, toplumsal olayları, meselleri, aradan geçen yüzyıllar içinde kaybolmuş, unutulmuş olabilir; bütün bunlar, ayetlerin anlamını daha da kapalı bir hale getirebilir. Yine de Kuran-ı Kerim, bir rehber kitap olarak bugünün bireyine çok şey söyleyebilir.
Kuran-ı Kerim, insanlara günlük hayatta nasıl davranmaları gerektiğini bildiren çok sayıda ayet içerir. Allah korkusu ve sevgisiyle, ibadetin şartlarına ve ahirete dair bilgiyle donanmış her Müslüman, bu ayetleri iyi bilmelidir; iyi bir Müslüman olmanın bir koşulu da, hayat içinde karşılaşılan durumlarda Kuran-ı Kerim'de emredildiği gibi davranmaktır.
Bu çalışmanın hazırlanmasında, başlık haline getirilen çeşitli kavramların, günlük yaşamda, insan ilişkilerinde, bireyin kendi içinde tuttuğu yer dikkate alınmıştır. Örneğin "yalan" konusunda bireylerin Allah'ı ya da İslam dinini yalanlaması değil, toplum içinde bireyler arası yalan konusu incelenmiştir. "Ölüm" konusunda da ölümün ne olduğu, sonrasında ne olacağı gibi konulara değil, ölüm karşısında nasıl davranılması gerektiği konusuna eğilinmiştir. Böyle bir çalışmanın, Kuran-ı Kerim'e yaklaşmayı da kolaylaştıracağını umuyoruz.
Fevzi Sadık 1958 yılında Adapazarı'nda doğdu. 1984 yılından beri sürdürdüğü Kuran-ı Kerim çözümleme çalışmalarını yedi cilt halinde yayına hazırlamaktadır.
Türkiye'nin nüfusunun %99'unun Müslüman olduğu söylenip durur; bunların içinde Kuran-ı Kerim'i bizzat okumuş olanların oranının karşılaştırılamayacak kadar düşük olduğuysa malumdur. Kendi dininin temellerini, Allah'ın emirlerini bilmemeye, kendi aklını kullanarak anlamamaya, kulaktan dolma bazı bilgiler ve çoğu zaman hurafelerle dindar bir hayat için çabalamaya razı olmak, anlaşılır bir tutum değildir.
Kuran-ı Kerim, herkes için kolay okunur bir kitap olmayabilir. Hz. Muhammed dönemi Arapçasının incelikleri ve o dönemin herkesçe bilinen kişileri, toplumsal olayları, meselleri, aradan geçen yüzyıllar içinde kaybolmuş, unutulmuş olabilir; bütün bunlar, ayetlerin anlamını daha da kapalı bir hale getirebilir. Yine de Kuran-ı Kerim, bir rehber kitap olarak bugünün bireyine çok şey söyleyebilir.
Kuran-ı Kerim, insanlara günlük hayatta nasıl davranmaları gerektiğini bildiren çok sayıda ayet içerir. Allah korkusu ve sevgisiyle, ibadetin şartlarına ve ahirete dair bilgiyle donanmış her Müslüman, bu ayetleri iyi bilmelidir; iyi bir Müslüman olmanın bir koşulu da, hayat içinde karşılaşılan durumlarda Kuran-ı Kerim'de emredildiği gibi davranmaktır.
Bu çalışmanın hazırlanmasında, başlık haline getirilen çeşitli kavramların, günlük yaşamda, insan ilişkilerinde, bireyin kendi içinde tuttuğu yer dikkate alınmıştır. Örneğin "yalan" konusunda bireylerin Allah'ı ya da İslam dinini yalanlaması değil, toplum içinde bireyler arası yalan konusu incelenmiştir. "Ölüm" konusunda da ölümün ne olduğu, sonrasında ne olacağı gibi konulara değil, ölüm karşısında nasıl davranılması gerektiği konusuna eğilinmiştir. Böyle bir çalışmanın, Kuran-ı Kerim'e yaklaşmayı da kolaylaştıracağını umuyoruz.
Fevzi Sadık 1958 yılında Adapazarı'nda doğdu. 1984 yılından beri sürdürdüğü Kuran-ı Kerim çözümleme çalışmalarını yedi cilt halinde yayına hazırlamaktadır.