İslam dini yalnızca Allah'a kulluğu emreden Tevhid esaslı bir din oldugu kadar, müntesiplerine erdemli söz ve davranışlara sahıp olmalarını tavsiye eden güzel bir ahlak dinidir aynı zamanda.
İlk inen ayetlerde bile Tevhidin ve ahlakın yay yana zikredilip,mü'mınlerın bu her iki değere de sahip çıkmaları gerektiğinin vurgulanması, zikrettiğimiz hakikat in doğruluğunu ortaya koyan en önemli işaretlerdendir.
Kur'an ve Sünnet'i şöyle hızlıca gözden geçiren herkes bu iki ilkenin, yani 'Tevhid' ve 'ahlak' ilkelerinin asla birbirinden ayrılmadığını ve hep yan yana zikredildiğini rahatlıkla görecektir. Rabbimiz nerede Tevhide vurgu yapmışsa, genelde oranın ya bir öncesinde ya bir sonrasında mutlaka ahlaka da vurgu yapmıştır.
Ahlak, bir insanda görülebilecek en bariz vasıftır. insanlar kişinin akidesini, inancını ve nasıl iman ettiğini bilemezler; çünkü onun yeri kalptir. ibadetlerin de birçoğu riya endişesi ile gizli ve insanların nazarlarından uzak olarak yapıldığı için insanlar onu da hakkıyla bilemezler. Ama ahlak öyle değildir. İnsanlar kişinin davranışlarını, muamelelerini,tepkilerini,tavırlarını görebildikleri için onu bunlarla yargılar ve ona göre onu değerlendirirler.
O nedenle bir insanı en iyi tanımanın yoludur ahlak.
İslam dini yalnızca Allah'a kulluğu emreden Tevhid esaslı bir din oldugu kadar, müntesiplerine erdemli söz ve davranışlara sahıp olmalarını tavsiye eden güzel bir ahlak dinidir aynı zamanda.
İlk inen ayetlerde bile Tevhidin ve ahlakın yay yana zikredilip,mü'mınlerın bu her iki değere de sahip çıkmaları gerektiğinin vurgulanması, zikrettiğimiz hakikat in doğruluğunu ortaya koyan en önemli işaretlerdendir.
Kur'an ve Sünnet'i şöyle hızlıca gözden geçiren herkes bu iki ilkenin, yani 'Tevhid' ve 'ahlak' ilkelerinin asla birbirinden ayrılmadığını ve hep yan yana zikredildiğini rahatlıkla görecektir. Rabbimiz nerede Tevhide vurgu yapmışsa, genelde oranın ya bir öncesinde ya bir sonrasında mutlaka ahlaka da vurgu yapmıştır.
Ahlak, bir insanda görülebilecek en bariz vasıftır. insanlar kişinin akidesini, inancını ve nasıl iman ettiğini bilemezler; çünkü onun yeri kalptir. ibadetlerin de birçoğu riya endişesi ile gizli ve insanların nazarlarından uzak olarak yapıldığı için insanlar onu da hakkıyla bilemezler. Ama ahlak öyle değildir. İnsanlar kişinin davranışlarını, muamelelerini,tepkilerini,tavırlarını görebildikleri için onu bunlarla yargılar ve ona göre onu değerlendirirler.
O nedenle bir insanı en iyi tanımanın yoludur ahlak.