Hayatını Ehlibeyt'e hizmet etmeye adayan Seyyid Süleyman Belhî hazretleri, Kur'ân'ı anlamada Efendimizin (s.a.a.) şu hadîsini kendisine şiar edinmiştir: “Size iki ağır emanet bırakıyorum. Onlara tutunursanız dalâlete düşmezsiniz: Allah'ın Kitâbı ve ıtretim olan Ehlibeyt'im. Bu ikisi, [Kevser] Havuzu'nda bana kavuşuncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar.” Kur'ân-ı Kerîm'in ancak ve ancak Ehlibeyt İmâmları'nın tefsir ve tevilleriyle anlaşılabileceğini beyan eden Hz. Seyyid, onların faziletlerini ve bu konudaki otoritelerini âyet ve hadîslerle ortaya koymaya çalışmıştır. Bu amaçla Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarından ilgili rivayetleri derlemiş ve bir tür rivayet tefsiri kaleme almıştır. Gerek kaynaklarındaki çeşitlilik gerek konuya yaklaşımı itibariyle özgün ve önemli bir eser olan Kur'ân'da Ehlibeyt'in Nişâneleri (İ‘câzu'l-Kur'ân / Ecma‘u'l-Fevâid), hem Ehlibeyt muhipleri hem de Ehlibeyt'i tanımak isteyenler için kıymetli bir kaynak olacaktır.
“Kitâbı ol Süleymân-ı zamânın bir seneddir kim
Muhibb-i Ehlibeyt'in hakk-ı istihkâkın ihkâka”
Hayatını Ehlibeyt'e hizmet etmeye adayan Seyyid Süleyman Belhî hazretleri, Kur'ân'ı anlamada Efendimizin (s.a.a.) şu hadîsini kendisine şiar edinmiştir: “Size iki ağır emanet bırakıyorum. Onlara tutunursanız dalâlete düşmezsiniz: Allah'ın Kitâbı ve ıtretim olan Ehlibeyt'im. Bu ikisi, [Kevser] Havuzu'nda bana kavuşuncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar.” Kur'ân-ı Kerîm'in ancak ve ancak Ehlibeyt İmâmları'nın tefsir ve tevilleriyle anlaşılabileceğini beyan eden Hz. Seyyid, onların faziletlerini ve bu konudaki otoritelerini âyet ve hadîslerle ortaya koymaya çalışmıştır. Bu amaçla Ehl-i Sünnet ve Şia kaynaklarından ilgili rivayetleri derlemiş ve bir tür rivayet tefsiri kaleme almıştır. Gerek kaynaklarındaki çeşitlilik gerek konuya yaklaşımı itibariyle özgün ve önemli bir eser olan Kur'ân'da Ehlibeyt'in Nişâneleri (İ‘câzu'l-Kur'ân / Ecma‘u'l-Fevâid), hem Ehlibeyt muhipleri hem de Ehlibeyt'i tanımak isteyenler için kıymetli bir kaynak olacaktır.
“Kitâbı ol Süleymân-ı zamânın bir seneddir kim
Muhibb-i Ehlibeyt'in hakk-ı istihkâkın ihkâka”