Abdullah (r.a.), Medine'ye hicret ettikten sonra Sevgili Peygamberimizin gözde öğrencilerinden biri olmuştu. Çok kısa bir sürede uzun sureleri ezberledi ve Efendimize dinletti. Daha sonra bunu: "Allah Resulü'nün (a.s.m.) zamanında, on iki yaşındayken mufassal sureleri ezberleyip okudum" sözleriyle anlattı. Allah Resulü (a.s.m.), torunları gibi Abdullah'ı da çok severdi. Kucağına oturtarak başını okşar, "Sen ne güzel Kur'an Tercümanı'sın" buyururdu. Bir seferinde de elini başına koyarak "Allah'ım ona hikmet ver! Ona tevili öğret" diye dua etmiş, sonra elini göğsünün üzerine koyarak: "Allah'ım onun içini hikmet ve ilimle doldur. Onu ölünceye kadar bu ümmetin âlimi yap" buyurmuştu. Sevgili Peygamberimizin özel duasına ulaşan Abdullah bin Abbas, Kur'an-ı Kerim'i en iyi bilen, anlayan ve anlatan büyük bir âlim olarak tarihe geçti.
Abdullah (r.a.), Medine'ye hicret ettikten sonra Sevgili Peygamberimizin gözde öğrencilerinden biri olmuştu. Çok kısa bir sürede uzun sureleri ezberledi ve Efendimize dinletti. Daha sonra bunu: "Allah Resulü'nün (a.s.m.) zamanında, on iki yaşındayken mufassal sureleri ezberleyip okudum" sözleriyle anlattı. Allah Resulü (a.s.m.), torunları gibi Abdullah'ı da çok severdi. Kucağına oturtarak başını okşar, "Sen ne güzel Kur'an Tercümanı'sın" buyururdu. Bir seferinde de elini başına koyarak "Allah'ım ona hikmet ver! Ona tevili öğret" diye dua etmiş, sonra elini göğsünün üzerine koyarak: "Allah'ım onun içini hikmet ve ilimle doldur. Onu ölünceye kadar bu ümmetin âlimi yap" buyurmuştu. Sevgili Peygamberimizin özel duasına ulaşan Abdullah bin Abbas, Kur'an-ı Kerim'i en iyi bilen, anlayan ve anlatan büyük bir âlim olarak tarihe geçti.