Küresel Kapitalizmin Tarihsel Sınırı ve İşçi Sınıfının Anatomisi

Stok Kodu:
9789757132981
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
451
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
70,00
9789757132981
364590
Küresel Kapitalizmin Tarihsel Sınırı  ve İşçi Sınıfının Anatomisi
Küresel Kapitalizmin Tarihsel Sınırı ve İşçi Sınıfının Anatomisi
70.00

Öncelikle, Hasan Oğuz, Sınıf kompozisyonunun değişmesinin, kendi başına, Sınıf gerçekliğinin ortadan kalkması gibi saçma bir sonucu doğuramayacağı saptıyor. Bu değişimin sınıfı çeşitlendirip zenginleştirdiğini ve ayrıca güçlendirdiğini gösteriyor.

Gerçekten de mülksüzlük, ücretlilik, kolektif çalışma, niteliksizleşme ve standartlaşma baskısı, denetim yetkisinin gaspı, iş güvencesi yoksunluğu, yabancılaşma gibi emek ile sermaye arasındaki ilişkinin yapısal sömürü / kontrol mekanizmaları altında çalışmak zorunda olan tüm emekçilerin, farklı konum ve işlevlerinden gelen tanım zorlukları ve bilinç düzeylerine karşın, aynı büyük okyanusun damlacıkları olduğu kesindir. Ve böyle çalışan insanların sayısının dünyanın her tarafında arttığı ise bir diğer gerçektir. Sınıf saflarına teknolojik/bilimsel gelişmelerin ve bunların üretime uygulanmasıyla mühendis, bilgisayar, uzmanı, bilimci gibi nitelikli işgücünün eklenmesi kuşkusuz sınıf olgusunu belirsizleştiren değil, büyük oranda, sınıfı güçlendiren bir gelişmedir.

Aynı biçimde, yazar, toplumsal değişim ile sınıf olgusu, proletarya ile devrim arasındaki organik bağları yetkin, düzeyli ve her satırı içgüdüsel saflıkta diyebileceğimiz bir sınıfı koruma, devrimi savunma duyarlılığı taşıyan polemiğiyle okuyucusuna anlatıyor...

Öncelikle, Hasan Oğuz, Sınıf kompozisyonunun değişmesinin, kendi başına, Sınıf gerçekliğinin ortadan kalkması gibi saçma bir sonucu doğuramayacağı saptıyor. Bu değişimin sınıfı çeşitlendirip zenginleştirdiğini ve ayrıca güçlendirdiğini gösteriyor.

Gerçekten de mülksüzlük, ücretlilik, kolektif çalışma, niteliksizleşme ve standartlaşma baskısı, denetim yetkisinin gaspı, iş güvencesi yoksunluğu, yabancılaşma gibi emek ile sermaye arasındaki ilişkinin yapısal sömürü / kontrol mekanizmaları altında çalışmak zorunda olan tüm emekçilerin, farklı konum ve işlevlerinden gelen tanım zorlukları ve bilinç düzeylerine karşın, aynı büyük okyanusun damlacıkları olduğu kesindir. Ve böyle çalışan insanların sayısının dünyanın her tarafında arttığı ise bir diğer gerçektir. Sınıf saflarına teknolojik/bilimsel gelişmelerin ve bunların üretime uygulanmasıyla mühendis, bilgisayar, uzmanı, bilimci gibi nitelikli işgücünün eklenmesi kuşkusuz sınıf olgusunu belirsizleştiren değil, büyük oranda, sınıfı güçlendiren bir gelişmedir.

Aynı biçimde, yazar, toplumsal değişim ile sınıf olgusu, proletarya ile devrim arasındaki organik bağları yetkin, düzeyli ve her satırı içgüdüsel saflıkta diyebileceğimiz bir sınıfı koruma, devrimi savunma duyarlılığı taşıyan polemiğiyle okuyucusuna anlatıyor...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat