İlk olarak 1943 yılında kitap hâline gelen bu eser, Sabahattin Ali'nin1940-1941yılları arasında Hakikat Gazetesi'nde Büyük Hikâye başlığı altında yazdığı 48 bölümlük seriden oluşmaktadır.
Esere, yazmaya başladığında Lüzumsuz Adam ismini veren Sabahattin Ali, iktidar baskısı altında ‘kendine ve topluma yabancılaşma' kavramını edebiyat literatürümüze kazandıran ilk romancıdır. Yıllar sonra Sait Faik Abasıyanık, bu ismi bir öyküsüne vererek yazara saygı duruşunda bulunmuştur.
“Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıyım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti.”
Uzun yıllar boyunca yazarın siyasi kimliği nedeniyle yasaklı kitaplar listesinde kalan bu eser, edebiyatımızın en çok okunan başyapıtları arasındadır.
”Dünyanın en basit, en zavallı hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?"
Öykü, 1948 yılında Maximillian Oppenheimer yönetmeliğinde beyaz perdeye, 1975 yılında, Antonio Spadavecchia tarafından operaya uyarlanmış ve büyük ilgi görmüştür.
İlk olarak 1943 yılında kitap hâline gelen bu eser, Sabahattin Ali'nin1940-1941yılları arasında Hakikat Gazetesi'nde Büyük Hikâye başlığı altında yazdığı 48 bölümlük seriden oluşmaktadır.
Esere, yazmaya başladığında Lüzumsuz Adam ismini veren Sabahattin Ali, iktidar baskısı altında ‘kendine ve topluma yabancılaşma' kavramını edebiyat literatürümüze kazandıran ilk romancıdır. Yıllar sonra Sait Faik Abasıyanık, bu ismi bir öyküsüne vererek yazara saygı duruşunda bulunmuştur.
“Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıyım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti.”
Uzun yıllar boyunca yazarın siyasi kimliği nedeniyle yasaklı kitaplar listesinde kalan bu eser, edebiyatımızın en çok okunan başyapıtları arasındadır.
”Dünyanın en basit, en zavallı hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?"
Öykü, 1948 yılında Maximillian Oppenheimer yönetmeliğinde beyaz perdeye, 1975 yılında, Antonio Spadavecchia tarafından operaya uyarlanmış ve büyük ilgi görmüştür.