Sanatın toplumun aynası olduğu söylenir. Bu tanım en azından toplumsal olay ve gerçekleri yansıtmayı amaçlayan realizim ve onun uzantısı, neo-realizim ekolünün sanatçıları için geçerli olduğuna inanıyorum. Sinemasına dönmesinin tanıklığınıişlevini veren Yılmaz Güney, renkli ve zengin bir kişiliğe sahip çok yönlü bir aynaydı. Herkes aynanın kendisine yakın yönüne bakar ve görmek istediğini görürdü. Kimisi bu çok yönlü aynada, Elia Kaza 'nın ''sinema dahisi'' dediği sanatçıyı, kimi enternasyonalist, kominist savaşcı ve düşünürü, kimi Boynu Bükük Ödüller'in usta yazarını, kimi vuruldu kırıldı filimlerin kahramanı Errol Fleynn, Belmonda karışımı ''sapına kadar erkek'', kabadayı, cesur aktörü, kimi hapishane arkadaşlarıyla herşeyini paylaşan, dertlerini dinleyen, maddi-manevi yardımlarını esirgemeyen cömert, insancıl, baba, ''peygamber'' Yılmaz'ı kimi de Kürt kimliğine saip çıkan, Kürdistan bağımsızlığını savunan Kürt yurtseveri görür.
Sanatın toplumun aynası olduğu söylenir. Bu tanım en azından toplumsal olay ve gerçekleri yansıtmayı amaçlayan realizim ve onun uzantısı, neo-realizim ekolünün sanatçıları için geçerli olduğuna inanıyorum. Sinemasına dönmesinin tanıklığınıişlevini veren Yılmaz Güney, renkli ve zengin bir kişiliğe sahip çok yönlü bir aynaydı. Herkes aynanın kendisine yakın yönüne bakar ve görmek istediğini görürdü. Kimisi bu çok yönlü aynada, Elia Kaza 'nın ''sinema dahisi'' dediği sanatçıyı, kimi enternasyonalist, kominist savaşcı ve düşünürü, kimi Boynu Bükük Ödüller'in usta yazarını, kimi vuruldu kırıldı filimlerin kahramanı Errol Fleynn, Belmonda karışımı ''sapına kadar erkek'', kabadayı, cesur aktörü, kimi hapishane arkadaşlarıyla herşeyini paylaşan, dertlerini dinleyen, maddi-manevi yardımlarını esirgemeyen cömert, insancıl, baba, ''peygamber'' Yılmaz'ı kimi de Kürt kimliğine saip çıkan, Kürdistan bağımsızlığını savunan Kürt yurtseveri görür.