Lale Yalçın-Heckmann'ın Hakkari'de yürüttüğü saha çalışmasına dayanan Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri, antropoloji dalındaki doktora tezinin kitaplaşmış biçimi. Akademik açıdan çok parlak ve doyurucu nitelik taşıyan bu yapıt, uzman olmayan okurlara da hitap edecek ölçüde anlaşılırlığa ve sürükleyici bir kurguya sahip. İlk bölümde anlatılan silah kaçakçılığı örnek olayı, hem okuru bir anda yörenin "gerçek"lerinin içine çekiyor, hem de kitap boyunca geliştirilen bütün temaların ipuçlarını veriyor. Siyasal sistemin yöredeki tezahürleri ile yerel kültürün dinamizmi arasındaki ilişki, kitaptaki analizlerin temel taşını oluşturuyor. Akrabalık, aşiret ve etnisite gibi çeşitli kimlik biçimleri, somut koşullardaki olanca esnekliğiyle ele alınıyor. Bölgenin tarihsel, coğrafi, demografik koşullarının incelenmesinin ardından, mikro düzeydeki olgular derinlemesine araştırılıyor: Aşiret ve akrabalık bağlarının kullanımı, köy ve köy haneleri, akrabalık ve hısımlık terimlerinin genişletilmesi, evlilik ilişkileri ve stratejileri, toplumsal cinsiyet rolleri, hiyerarşisi ve dayanışması... Mikro düzeydeki olguları hiçbir zaman makro süreçlerden tamamen bağımsız görmeyen yazar, somut gelişmeleri bütün boyutlarıyla ve karmaşık ilişki örüntüleri çerçevesine yerleştirerek değerlendirmeye özen gösteriyor. Böylelikle kitap, sınırlı inceleme alanından yola çıkarak, hem başka toplumlardaki benzer olgularla karşılaştırmalar yapılmasına, hem de antropolojinin metodolojik ve teorik meselelerini derinlemesine düşünmeye imkan tanıyor.
Lale Yalçın-Heckmann'ın Hakkari'de yürüttüğü saha çalışmasına dayanan Kürtlerde Aşiret ve Akrabalık İlişkileri, antropoloji dalındaki doktora tezinin kitaplaşmış biçimi. Akademik açıdan çok parlak ve doyurucu nitelik taşıyan bu yapıt, uzman olmayan okurlara da hitap edecek ölçüde anlaşılırlığa ve sürükleyici bir kurguya sahip. İlk bölümde anlatılan silah kaçakçılığı örnek olayı, hem okuru bir anda yörenin "gerçek"lerinin içine çekiyor, hem de kitap boyunca geliştirilen bütün temaların ipuçlarını veriyor. Siyasal sistemin yöredeki tezahürleri ile yerel kültürün dinamizmi arasındaki ilişki, kitaptaki analizlerin temel taşını oluşturuyor. Akrabalık, aşiret ve etnisite gibi çeşitli kimlik biçimleri, somut koşullardaki olanca esnekliğiyle ele alınıyor. Bölgenin tarihsel, coğrafi, demografik koşullarının incelenmesinin ardından, mikro düzeydeki olgular derinlemesine araştırılıyor: Aşiret ve akrabalık bağlarının kullanımı, köy ve köy haneleri, akrabalık ve hısımlık terimlerinin genişletilmesi, evlilik ilişkileri ve stratejileri, toplumsal cinsiyet rolleri, hiyerarşisi ve dayanışması... Mikro düzeydeki olguları hiçbir zaman makro süreçlerden tamamen bağımsız görmeyen yazar, somut gelişmeleri bütün boyutlarıyla ve karmaşık ilişki örüntüleri çerçevesine yerleştirerek değerlendirmeye özen gösteriyor. Böylelikle kitap, sınırlı inceleme alanından yola çıkarak, hem başka toplumlardaki benzer olgularla karşılaştırmalar yapılmasına, hem de antropolojinin metodolojik ve teorik meselelerini derinlemesine düşünmeye imkan tanıyor.