Ey sevgili! Hala çeşme başında ela bakışlarınla yaşıyorum. Hani seninle tek kelime etmeden, gözlerimizle zamanı durdurup söyleştiğimiz o an. Hani o bir saniyesi bin yıla bedel bakışların… Sen bakarken galiba fark etmedin; ama o tek bakışın içinde hayalleri aşan bir cennet saklıydı.
Sana bir sözüm vardı ey sevgili! Güneşe çıkan merdivenleri beraber tırmanacaktık. Yanacaktık birlikte doya doya… Ateşi ciğerlerimize çekerken, kalbimiz vuslatın tadını çıkaracaktı. Sonra… Güneşin bütün bahçelerini gezecektik birlikte. Ateşten imzamızı atacaktık alevlerin gölgesinden ağaçların gövdesine!
Bir tur atacaktık zamanın kıyısında. Yoldan geçene anlatacaktık kurulmamış hayallerimizi. Şimdi dar sokaklarda zemheriyi yaşıyorum. Kalbim bir türlü baharı göremeyen kelebek gibi. Ve sen ey sevgili! Yoksun artık en son emanet ettiğim bakışlarda! Ben yorgun, sen kayıp!
Ey sevgili! Hala çeşme başında ela bakışlarınla yaşıyorum. Hani seninle tek kelime etmeden, gözlerimizle zamanı durdurup söyleştiğimiz o an. Hani o bir saniyesi bin yıla bedel bakışların… Sen bakarken galiba fark etmedin; ama o tek bakışın içinde hayalleri aşan bir cennet saklıydı.
Sana bir sözüm vardı ey sevgili! Güneşe çıkan merdivenleri beraber tırmanacaktık. Yanacaktık birlikte doya doya… Ateşi ciğerlerimize çekerken, kalbimiz vuslatın tadını çıkaracaktı. Sonra… Güneşin bütün bahçelerini gezecektik birlikte. Ateşten imzamızı atacaktık alevlerin gölgesinden ağaçların gövdesine!
Bir tur atacaktık zamanın kıyısında. Yoldan geçene anlatacaktık kurulmamış hayallerimizi. Şimdi dar sokaklarda zemheriyi yaşıyorum. Kalbim bir türlü baharı göremeyen kelebek gibi. Ve sen ey sevgili! Yoksun artık en son emanet ettiğim bakışlarda! Ben yorgun, sen kayıp!