Kurumsal iktisat yüzyılı aşkın bir süredir neoklasik iktisata muhalefet edegeldi. Yalnızca egemen iktisat kuramının ‘iktisadi insan (homo economicus)' ve ‘denge' gibi saplantılarına eleştiri oklarını yöneltmekle kalmadı, aynı zamanda birey, firma, piyasa ve ekonomiyi kurumsallaşmış süreçler olarak ve bütüncül bir bakışla algılayan bir seçenek oluşturmayı amaçladı.
Berlin Duvarı'nın yıkılışıyla birlikte gerek yaşadığımız dünyada gerekse sosyal bilimlerde yeni arayışlar gündeme gelince kurumsal iktisat son yıllarda yeni bir canlılık kazandı. Üstelik kurumsal iktisat diğer sosyal bilimlere tepeden bakmadığı için onlarla neoklasik iktisattan çok daha iyi bir diyalog kurabiliyor.
Elinizdeki kitap ülkemizde egemen iktisat karşısındaki boşluğu doldurmak amacıyla kaleme alınmış yöntembilimden kurama, tarihten edebiyata kadar uzanan bir dizi yazıyla kurumsal iktisatı tanıtarak hem iktisatçılar arasında yeni düşünce ufukları açmayı hem de okurlarda iktisata karşı yeni bir ilgi uyandırmayı amaçlıyor
Kurumsal iktisat yüzyılı aşkın bir süredir neoklasik iktisata muhalefet edegeldi. Yalnızca egemen iktisat kuramının ‘iktisadi insan (homo economicus)' ve ‘denge' gibi saplantılarına eleştiri oklarını yöneltmekle kalmadı, aynı zamanda birey, firma, piyasa ve ekonomiyi kurumsallaşmış süreçler olarak ve bütüncül bir bakışla algılayan bir seçenek oluşturmayı amaçladı.
Berlin Duvarı'nın yıkılışıyla birlikte gerek yaşadığımız dünyada gerekse sosyal bilimlerde yeni arayışlar gündeme gelince kurumsal iktisat son yıllarda yeni bir canlılık kazandı. Üstelik kurumsal iktisat diğer sosyal bilimlere tepeden bakmadığı için onlarla neoklasik iktisattan çok daha iyi bir diyalog kurabiliyor.
Elinizdeki kitap ülkemizde egemen iktisat karşısındaki boşluğu doldurmak amacıyla kaleme alınmış yöntembilimden kurama, tarihten edebiyata kadar uzanan bir dizi yazıyla kurumsal iktisatı tanıtarak hem iktisatçılar arasında yeni düşünce ufukları açmayı hem de okurlarda iktisata karşı yeni bir ilgi uyandırmayı amaçlıyor