Küreselleşmenin ekonomik hayatın her boyutunu temelden değiştirdiği, yeni kurallar çerçevesinde şekillendirdiği günümüzde, ülkelerin ulusal ekonomilerine yön vermekte kullandıkları makroekonomik politikalar eski önem ve etkinliklerini kaybetmiştir. Uluslararası sermayeden mümkün olduğunca büyük pay alabilme çabasında olan ülkeler uluslararası sermayenin kendilerinden beklentilerini karşılama çabasına girmişlerdir. Kurumsal yönetişim adıyla kavramlaşan bu çaba, hissedarlar ve diğer tüm şirket paydaşlarına karşı daha şeffaf, daha sorumlu ve daha adil bir davranış biçimini teşvik etmektedir. Bu çalışma kurumsal yönetişim kavramını hissedar ve şirket yönetimi ilişkisi çerçevesinde incelemektedir. Çalışmada Türkiye'de kurumsal yönetişim konusunda yaşanan gelişmeler Türkiye'nin kendine özgü hukuki, ekonomik ve kültürel farklılıkları dikkate alınarak analiz edilmektedir.
Küreselleşmenin ekonomik hayatın her boyutunu temelden değiştirdiği, yeni kurallar çerçevesinde şekillendirdiği günümüzde, ülkelerin ulusal ekonomilerine yön vermekte kullandıkları makroekonomik politikalar eski önem ve etkinliklerini kaybetmiştir. Uluslararası sermayeden mümkün olduğunca büyük pay alabilme çabasında olan ülkeler uluslararası sermayenin kendilerinden beklentilerini karşılama çabasına girmişlerdir. Kurumsal yönetişim adıyla kavramlaşan bu çaba, hissedarlar ve diğer tüm şirket paydaşlarına karşı daha şeffaf, daha sorumlu ve daha adil bir davranış biçimini teşvik etmektedir. Bu çalışma kurumsal yönetişim kavramını hissedar ve şirket yönetimi ilişkisi çerçevesinde incelemektedir. Çalışmada Türkiye'de kurumsal yönetişim konusunda yaşanan gelişmeler Türkiye'nin kendine özgü hukuki, ekonomik ve kültürel farklılıkları dikkate alınarak analiz edilmektedir.