İranlı mutasavvıf şair Ferîdüddîn-i Attâr 12. yy sonu- 13. yy başında yaşamış, İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir. İlahînâme ve Tezkiret-ül Evliya gibi eserlerinin yanı sıra, en tanınmış mesnevisi sayılan ve Hz. Mevlana dâhil kendinden sonraki pek çok mutasavvıfta iz bırakan Mantık al-Tayr (Kuşların Dili) da ise Attâr, çeşitli semboller aracılığıyla tasavvufun temellerini, önemli prensiplerini ve tasavvufî inancı anlatmaktadır.
Eserde çok zengin bir sembolik dil kullanılmış ve hakikat yolunun yolcuları kuşlarla simgelenmiştir. Eserdeki kuşların her biri bir insan tipini temsil etmektedir. Hakikate ulaşmak için bir yolculuğa çıkarlar. Hüthüt bu yolculukta kuşların önderi, yani mürşididir. Simurg ise Cenab-ı Hakk'ın zuhurudur.
Bu kitabın dert gözüyle okunması gerektiğini söyleyen Feridüddin-i Attâr'a göre; "Mantık al-Tayr, okundukça daha ziyade hoşlanılacak bir kitaptır; âlem mahvolur da bu kitap gene olduğu gibi kalır."
İranlı mutasavvıf şair Ferîdüddîn-i Attâr 12. yy sonu- 13. yy başında yaşamış, İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir. İlahînâme ve Tezkiret-ül Evliya gibi eserlerinin yanı sıra, en tanınmış mesnevisi sayılan ve Hz. Mevlana dâhil kendinden sonraki pek çok mutasavvıfta iz bırakan Mantık al-Tayr (Kuşların Dili) da ise Attâr, çeşitli semboller aracılığıyla tasavvufun temellerini, önemli prensiplerini ve tasavvufî inancı anlatmaktadır.
Eserde çok zengin bir sembolik dil kullanılmış ve hakikat yolunun yolcuları kuşlarla simgelenmiştir. Eserdeki kuşların her biri bir insan tipini temsil etmektedir. Hakikate ulaşmak için bir yolculuğa çıkarlar. Hüthüt bu yolculukta kuşların önderi, yani mürşididir. Simurg ise Cenab-ı Hakk'ın zuhurudur.
Bu kitabın dert gözüyle okunması gerektiğini söyleyen Feridüddin-i Attâr'a göre; "Mantık al-Tayr, okundukça daha ziyade hoşlanılacak bir kitaptır; âlem mahvolur da bu kitap gene olduğu gibi kalır."