"... Kafiledekiler Hasso'nun başına toplandı. Beratı gördüler. Dillerini ısırdılar. Hasso'ya bakış tarzları değişti. Aylarca yürüdükten, yorulduktan, bitkin düştükten sonra memleketlerine vardılar. Hasso ayrılırken, koynundaki beratı çıkardı, tüccara uzattı: 'Halid Ağa, al bunu! Sende kalsın. Saklayacak yerim yok, senin sandukan var. Öldüğümde mezarıma koyarsın.
Tüccar beratı teslim aldı. Kafile dağıldı. Herkes işine koyuldu. Hasso da çobanlığına başladı. Dayısının kızıyla da evlendi. Aradan yıllar geçti. Hasso ciğerlerinden uzun süre rahatsız oldu. Sonra da vefat etti.
Bir zaman sonra Hasso'nun köyüne davar alımı için giden Tüccar Halit, onun ölümünü duydu, geri döndü. Sandukada beratı bulamadı. Sanduka açılmamıştı.Halit, Hassonun mezarına gitti. Fatiha okudu. Sonra mezara seslendi: 'Hassa, sözümü tutamadım. Berat kaybolmuş. Hakkım helal et.' Mezardan derin bir uğultu geldi: 'Biz Hasan'ın hac beratını yanımıza aldık..."
"... Kafiledekiler Hasso'nun başına toplandı. Beratı gördüler. Dillerini ısırdılar. Hasso'ya bakış tarzları değişti. Aylarca yürüdükten, yorulduktan, bitkin düştükten sonra memleketlerine vardılar. Hasso ayrılırken, koynundaki beratı çıkardı, tüccara uzattı: 'Halid Ağa, al bunu! Sende kalsın. Saklayacak yerim yok, senin sandukan var. Öldüğümde mezarıma koyarsın.
Tüccar beratı teslim aldı. Kafile dağıldı. Herkes işine koyuldu. Hasso da çobanlığına başladı. Dayısının kızıyla da evlendi. Aradan yıllar geçti. Hasso ciğerlerinden uzun süre rahatsız oldu. Sonra da vefat etti.
Bir zaman sonra Hasso'nun köyüne davar alımı için giden Tüccar Halit, onun ölümünü duydu, geri döndü. Sandukada beratı bulamadı. Sanduka açılmamıştı.Halit, Hassonun mezarına gitti. Fatiha okudu. Sonra mezara seslendi: 'Hassa, sözümü tutamadım. Berat kaybolmuş. Hakkım helal et.' Mezardan derin bir uğultu geldi: 'Biz Hasan'ın hac beratını yanımıza aldık..."